Müstakil ülkelerden mevrut endişeler uzun gölgeler bırakıyor

TEHLIKELI AVRUPA / YUNANİSTAN BANKACILIK SEKTÖRÜ BAĞIMSIZ ÜLKELERDEN MEVRUT ENDİŞELER MUFASSAL GÖLGELER BIRAKIYOR Finansal akse öncesinde Yunanistan’ın önde gelen bankaları berenarı muhafazakar hisse senedi modelleri uyguluyorlardı ancak piyasalar, hükümet borçlarının ekonomik krizin yönetimini şirazesinden çıkartmasından korkuyorlar. Philip Alexander / The Banker (Ekonomist Dergisi) Madem kim herşeye fiyat mesafede yaklaşılmalı, o antlaşma Yunan bankacılık sektörünün birlikte sağlıklı olması gerekir. Bağıntılı kendisine hoşur olan bu baziçe alanında sahipleri domestik olan dört nazik vezneci, sahipleri ecnebi olan diğer beş altı amiyane bankayla rakiplik halindeler. Hangi Bir Kraliyet kadar rekabeti kırıcı ve yurt ayrımsız alana hapseden büyüklük kontrolündeki bankalar, ne ‘dediğim dedik’ diyen dev benzeri varlık, hangi birlikte Almanya’daki anlamsız etkin bankalar ortamındaki kadar bu kısım siftinlik ve havadan çalışan bankalar beyninde paylaştırılmıştır. Mali kriz öncesinde Palikarya bankalarının yeryüzü çokça umu ettiği gelişim modeli, zat memleketlerinde muhafazakar davranmaktı. Yunanistan’ın “en şişman dörtlerinden” biri olan Eurobank EFG Group’un başekonomisti Gikas Hardouvelis, “Gayrı ülkelerdekinin aksine Palikarya bankaları krizi çıkaranlar değil, onun mağdurlarıdır” diyor. Hardouvelis, 2009 Teşrinisani’ında Yunanistan’daki toplanmış emniyet/yatırım rasyosunun yüzde 81.3 olmasına rağmen, sermaye/aktifler rasyosunun ise DENIZ ortalamasının bir hayli üstünde olduğunu söylüyor. Kriz öncesinde Yunanistan’daki bankaların kar oranları SUTAŞ ortalamasının o büyüklüğünde üstündeydi kim, Palikarya bankaları SU’nin tamamındaki negatif aktif/faiz oranına (ROE) karşılık yüzdelik 10’dan fazla ayrımsız ürem sunuyorlardı. Ancak maalesef kim herşeye eşit yaklaşılmıyor. Büyük aynı bedbahtlık eseri olarak 2009 Ekim’inde, yeni seçilmiş George Papandreu hükümetinin, maada yıldızlı dar içi hasıla (GDP) rakamını yüzdelik 12.7 oranında artmış kabilinden göstererek bütçe açığının iki katından fazla arttığını gizleme çabalarının deklare olduğu günden bu yana, yatırımcılar getirileri yüzde 4 ile yüzde 7 ortada gidip gelen Palikarya hükümet tahvillerine 2010 Gücük Ay itibariyle katlanılamaz temkinli yaklaşıyorlar. TEHDİTKAR BÜTÇE RAKAMLARI Üç balaban emniyet derecelendirme kuruluşundan ikisi şu anda bu millî devletin cesaret notunu “A-” derecesinin altına çekmiş durumda. Bu had seviyesi Avrupa Eşkal Bankası’nın (ECB) getiri likiditesi işlemlerinde kabul edebileceği arbitraj teminatı notları açısından kritik aynı nokta. ECB yakın geçmişte bankaların mali krizi atlatabilmeleri amacıyla bu eşiği eğreti yerine “BBB-” seviyesine çekmişti fakat bu muafiyetin süresi 2010 böylelikle doluyor. Bu durumda üçüncü cesaret derecelendirme kuruluşu olan Moody’s’in Palikarya bankalarının kendi hükümet tahvillerini 2010 sonrasında dahi inanca olarak göstermelerinin kabul edilip edilmeyeceğine ilgilendiren kararı tepeden inme önem arzediyor. ————————— YUNANİSTAN’IN İSTİKRAR VE BÜYÜME PLANINI AKARSU’NİN DA ONAYLADIĞI VE İZLEDİĞİ HALİYLE UYGULAMASIYLA; KURALLARA GÖRE OYNAMANIN GETİRDİĞİ AVANTAJLARIN, ANALİSTLERİN YORUMLADIĞI DEZAVANTAJLARINDAN ÇOK ELAN AĞIR BASTIĞI GÖRÜLECEKTİR. – George Papaconstantinou ——————— Yunan Maliye Bakanı George Papaconstantinou, çok açık aynı şekilde görüldüğü amacıyla Papandreu’dan aldığı yekpare destekle müthiş bir sızlanma kopartıyor. Bütçe açığının kapatılması üzere 2010 Şubat’ında ortaya elan dahi ileri kısıntılara gidilebilecek nekes tıpkısı denge ve büyüme planını (SGP) sürdü. Ve ayrıca bütçe açığı rakamını sakladığı amacıyla cemi gözlerin üzerinde olduğu cesamet istatistik enstitüsünün bağımsızlığını taahhüt fail sözler bile verdi. The Banker vasıtasıyla namına karı ayındaki tıpkı konferansta yöneltilen, hükümetin üstünde Moody’s ve ECB aracılığıyla sallandırılan ‘Demokles’in kılıcı’ için soru sorulduğunda ise, o seçme iki kuruluşla birlikte Yunanistan’a böylesine gaddarca davranan yatırımcıları bile suçlamamaya özen göstermişti. Papaconstantinou, “Akıbet günlerde olan bitenlere bakarsanız Palikarya hükümet tahvillerinde yüksek getirilerin güvence altına alındığını görürsünüz. Fakat SGP’nin KEZ’nin bile onayladığı ve izlediği haliyle uygulanması ve kazançlı reformların alelacele geçirilmesiyle, kurallara bakarak oynamanın getirdiği avantajların, analistlerin yorumladığı üzere dezavantajlarından çok elan ağırbaşlı bastığı görülecektir” diyor. Bu analislerden biri birlikte, elan önceki IMF’üstelik çalışmış fakat zaman İsviçreli erinç yönetimi şirketi IJ Partners’de mümessil yatırım stratejistliği yapan Miranda Xafa. O birlikte Icra Vekili Papaconstantinous’un gani niyetinden katiyen şüphe duymuyor fakat piyasada Yunan hükümetinin aut arkalama almaksızın bu sorunun üstesinden gelemeyeceği yönündeki korkularından dem vuruyor. Hele üstelik Nisan ve Mayıs 2010 tarihlerinde vadesi dolan ve ötelenmeleri gereken 10’ar bilyon Euro’luk itfaların geleceği hakkında endişeleniyor. Xafa ayrıca, SGP’nin “nema oranları ve GDP büyüme oranları arasındaki differansiyele dayandırılan varsayımlara karşı şiddetli alıngan olduğu” gerçeğine bile dikkat çekiyor. Yunanistan imdi tıpkı Euro bölgesi üyesi yerine kişi nema oranları üzerinde hiçbir kontrole sahip olmadığı amacıyla bu bap hele endişelendirici tıpkı nokta oluyor. Zira dokunaklı daraltıcı mali politikalar yüzünden Palikarya ekonomisi korkulu büyüse üstelik, Almanya üzere çekirdek Euro bölgesi ekonomileri enflasyonu çelmek için getiri oranlarını yükseltebilirler. Xafa’nın hesaplamalarına göre; şayet bu Getiri oranı/tahaccüm differansiyeli yüzde 3 seviyelerine yükselirse, o devir kâin namus borcu yükünün istikrarlaşmasından bahsedilemez. Şu günlerde piyasalarda, Avrupa bölgesindeki Yunanistan’ın ortaklarından finansal destek karşılığında öyle aman aman taahhütler istemediği konusunda bütün hemfikir. LİKİDİTE SORUNU Palikarya bankalarının Xafa’nın bile dikkat çektiği genişlik birkaç ayrımsız artırım kalemi kâin. “Palikarya hükümet tahvillerinin Yunan bankacılığındaki aktiflere oranı vakit kaybetmeden yüzde 8 civarındayken, tahvillerin tahminî yüzde 70’i ecnebi yatırımcıların elinde” diyor. Ancak hükümet tahvillerinin getirilerinin yükselmesi Palikarya bankalarını bu kat yükümlülükler tarafında sıkıştırıyor. ———————— “YUNAN BANKALARININ ÖNÜMÜZDEKİ İKİ YIL İÇİNDE DÖNDÜRMELERİ MÜSTELZIM BÜTÜN TAKANAK GEREKSİNİMİ, 12 MİLYAR EURO” ————————– Dört şişman banka öz zengin akışkanlık pozisyonlarını Cenup Şarki Avrupa’daki (SEE) büyümelerini fonlamak üzere kullandığından bu bekçi haddinden fazla koskocaman. Eurobank EFG başekonomisti Hardouvelis’e bakarak, Palikarya bankacılık gruplarının yabancı hesapları birlikte karışma gelmek için toplam itimat/yatırım rasyoları yüzde 105’e nail durumda, ki bu SEE’deki iştiraklere ne kadar çok likidite pompalandığının tıpkısı göstergesi. UBS’da Palikarya ve Türk bankaları araştırmaları kürsü başkanı olan Alexander Kyrtsis’e bakarak da, krizin patladığı 2008 yılında Yunan bankalarının Bulgaristan ve Romanya kabilinden ülkelerdeki kredi/tevdiat oranları yüzde 200’ler büyüklüğünde faziletli seviyelerdeydi. Sonuçta; önde mevrut Palikarya bankalarının önümüzdeki iki yıl içinde döndürmeleri müstelzim toplam vecibe gereksinimleri 12 milyar Euro civarında. Bu ülkenin bildirme büyük bankası olan Yunanistan Ulusal Bankası’nın CFO’akarsu Anthimos Thomopoulas, bu işin “Palikarya hükümetinden gelen bir ihraçlar dağına ve Euro bölgesindeki sair ihraççıların taleplerine karşın” başarılması gerektiğinin altını çiziyor. Thomopoulos, spread’lerin henüz dahi çok açılmayacağı varsayılsa bile, fonlama maliyetlerindeki 300 yahut 400 baz puanlık yükselişin dört iri vezneci açısından 360 ile 480 milyon Euro arasında mütebeddil ekstra tıpkı maliyet demek olacağını ve bu rakamın söz konusu bankaların 2009’un önceki dokuz ayındaki bütün kazançlarının yüzde 20’ahşa mukabele ettiğini söylüyor. Herkesin bildiği için; Yunan bankaları kendi anne gruplarının başarıları ve karlarının gücü üzere ağırlıklı namına ECB’nin nema işlemlerine güvendiklerinden, piyasada onun bir eksantrik yerel yahut ecnebi mülkiyetindeki cesaret vericiyi satın alabileceği yönünde koca tıpkı anahtar dolaşıyor. Fakat bu sektörde konsolidasyon yahut baştan tertip süreci beklenmedik kilolu işliyor. 2002’deki NBG ve Alpha Bank ile 2007’deki Marfin ve Piraeus arasındaki şirket evliliği süreçleri halen sonuçlandırılabilmiş değil. Büyük bankaların idarehane ağlarını kopyalama suretiyle giriştikleri benzer ve klasik modelleri yüzünden iştirak bileşmeleri ve satınalmaları faaliyetlerinden (M&A) istenen verim tıpkısı çeşit alınamıyor. UBS’den Alexander Kyrtsis, “Elastikiyeti umulmayan bağan olan işgücü piyasası yüzünden idarehane kapatmanın hayli tahakküm olması dolayısıyla, maliyet bazında sinerjiler yaratılması her an zorlaşıyor. 400 modül şubenin kapatılmasının gerektiği NBG ve Alpha birleşmesi örneğinde, bu sayının zir üst Alpha’nın yekpare yazıhane ağına denk gelmesi yüzünden kamuoyunda yaratılacak suratsız etkiden korkulduğu üzere bu birleşme ayrımsız türlü gerçekleştirilemedi” diyor. BNP Paribas Yunanistan’ın CEO’su Arnaud Tellier, envestisman bankacılığı yahut leasing finansmanı kabil gizil alıcıları cezbetme ihtimali düşük yegâne yegâne birimlerin satışının üstelik ilişkin tıpkısı kapsamı olacağını doğacak sürüyor. NBG, 2009 yılında Goldman Sachs’a zat National Insurance iştirakine azrail bulma şartını getirmişti ancak bu arayışı onun son mertebe damarlı etraf şartlarından borçlanmasıyla sonuçlanmıştı. YABANCI İŞTAHI EKSİKLİĞİ Özellikle Emporiki’deki ciddi güçlükler ışığında yabancı oyuncuların satınalma iştahlarının efdal olduğunu gösteren işaret sayısı çok az. Ecnebi mülkiyetindeki tıpkı bankanın leasing aktiflerini satın almaya etkin NBG vakasından birlikte anlaşılacağı amacıyla, kâin süreç parçalanmamış tersi istikamette ilerliyor gibi görünüyor. UBS’den Kyrtsis, Yunanistan’birlikte, iki yahut üç reis oyuncunun tahakkümündeki İsveç veya Avusturya kabil benzer ölçekteki bankacılık piyasalarıyla karşılaştırıldığında, ince vadede halen konsolidasyon seçeneğinin gündemde kalabileceğini söylüyor. “Bu sayede Yunanistan dış dünyada rekabet edebilen gerçek tıpkısı millî böke türüne eş kabil” diyor. BALKANLAR’BIRLIKTE PAYLARI DÜŞÜK Palikarya bankalarının denizaşırı ülkelerde kemiksiz bire bir şekilde nazik ağırlıkları olmadığı üzere SEE bölgesindeki faaliyetleri birlikte M&A etkinlikleri açısından kovucuk altına yatırılıyor. Seçme ne kadar Palikarya bankalarının ellerindeki aktiflerin yüzdelik 20’si SEE varlıklarından oluşuyorsa birlikte, Balkan ülkelerindeki bağıntılı alım satım payları bundan epey bağan. Kyrtsis’e bakarak toplam muamele payının yüzdelik 28’inin dört nazik Palikarya bankasının elinde olduğu Bulgaristan’de, bu bankaların toplam birleşik payı ülkedeki yeryüzü şişman biricik oyuncunun muamele payını geçebiliyor (Bulgaristan örneğinde UniCredit’mağara). Teorik namına bankaların SEE iştiraklerinin kapitalizasyonunu, 2009 Mart’ında bu bölgedeki canlı bankalar ile çokuluslu kreditörler ortada uzlaşılmış Viyana Sözleşmesi’hangi bakarak, belli başlı bire bir seviyede tutmayı taahhüt etmeleri gerekiyor. SEE bölgesindeki arz nazik çokuluslu kreditör olan Avrupa Kalkınma ve Baştan Organizasyon Bankası Başkanı Thomas Mirow, Eş 2010’daki aynı konferans sırasında Yunan bankalarının o güne değin bu anlaşmaya harfiyen uyduklarını söylemişti. “Eğer Yunanistan’daki genişlik kötüleşmeye devam ederse potansiyel riskler tamamen olacaktır ancak tığ daha Gün Doğusu Avrupa bölgesine akıllıca benzeri yayımlanma görmüyoruz; yani Palikarya bankalarından mal çekilmesi yahut mevduatların azaltılması kadar tıpkısı olayla karşılaşmadık” diyordu. Gün Doğusu Avrupa bankacılık hukuku uygulamaları uzmanı benzeri şeriklik olan Wolf Theiss’in ortaklarından Markus Heidinger de, fiyatların akse öncesi zirvelerinden çok aşağıya indiğini, bu şartlarda hem İspanyol Santander’in hem birlikte Deutsche Bank’ın bu bölgede bakir iştirak satın alımlarıyla ilgilendiklerinin işaretlerinin görüldüğünü söylüyor. Teklif verenler ortada Asyalılar büyüklüğünde, oldukça zinde duran Türk bankaları üstelik mümkün. Fakat UBS’den Kyrtsis, Yunan bankalarının şu dakika satılmalarının ardında güdük yahut tafsilatli vadeli benzeri eseme aranmaması gerektiğini söylüyor. Bankacılığın yeterince gelişmediği SEE ekonomilerindeki potansiyel teferruatli vadeli nema oranları Yunanistan’dakilerden çok elan faziletli. Ve Palikarya bankacılığının likidite ile resülmal gereksinimi bakir bire bir baskının altına girse de gelişmekte olan ülkelerdeki Avrupalı iştiraklerin satılmasıyla (Türk Finansbank’taki yüzde 95’lik NBG’nin payı dışında) çok cüzi bire bir miktarda sermaye artışı sağlanabilecektir. Kyrtsis, defter değerinin 1.5 gâvur olacağını varsayarak hesapladığı Eurobank’ın Romanya’daki yüzdelik 5’lik payının bey değerinin hoppadak 360 milyon Euro edeceğini ve bu rakamın Eurobank’ın 84 milyar Euro’luk bilançosunda dikkate da alınmayacak büyüklüğünde tezyifkâr olduğunu söylüyor.

Share: