Kılıçdaroğlu, Edirne’de: “Yeniden Kurtuluşu Başlatmamız Geçişsiz”

Veri: ÇAĞATAN AKYOL – Kamera: SADIK KARAKULOĞLU

CHP Umumi Başkanı Eksiksizlik Kılıçdaroğlu; Edirne’üstelik, Şişman Taarruz’un 100. Yılında Nazik Balkan Buluşması programında; ” Türkiye’nin bu bataktan çıkması geçişsiz. Hani derler ya ‘fabrika ayarlarına dönmemiz geçişsiz’ diyerek… Yeniden kurtuluşu başlatmamız geçişsiz. Demokratik yollarla, sandığa giderek, oyumuzu kullanarak; Cumhuriyet’in ikinci yüzyılında Cumhuriyetimizi demokrasiyle taçlandıracağız” dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Edirne’da; Büyük Taarruz’un 100. Yılında Iri Balkan Buluşması programına katıldı. Kılıçdaroğlu, burada yaptığı konuşmada; şunları söyledi:

“BİR ŞEVKET BİR KİŞİYE TESLİM EDİLEMEZ”

“Türkiye’nin haddinden fazla el koşullarda olduğunu ego üstelik biliyorum, siz birlikte biliyorsunuz. Amma hayatım süresince hiç nevmit olmadım. Çünkü bizler ülkemizi, bayrağımızı seviyoruz. Bire Bir arada yaşamayı istiyoruz. Kimliğimiz, inancımız, dirim tarzlarımız değişik türlü; ama erinç süresince gitmek istiyoruz.

Çanakkale Savaşı’nı hepimiz biliriz. Çanakkale’yi geçilmez kıldık. Yedi düvel geldi, balaban gemiler geldi. Avustralya’dan askerler geldi. Çanakkale’yi geçebilir miyiz, İstanbul’u karışma edebilir miyiz, Osmanlı İmparatorluğu’nu yıkıp teyit alabilir miyiz; diyerek. Yapamadılar, Çanakkale’yi geçilmez kıldılar. Mustafa Kemal’in askeri dehasının evvel adımları orada atılmıştır. Çanakkale geçilmedi.

Ama üç sene bilahare 1918’bile bir kişinin iradesi Çanakkale’yi aştı. O savaşçı yedi düvel bir tane mermi atmadan Çanakkale Boğazı’nı geçip gelip Dolmabahçe’nin önünde demirlediler. O nedenle diyoruz bir izzet benzeri kişiye doğrulama edilemez, diyerek.

Her karış toprağında şehitler var Çanakkale’nin. On Paralık unutmadık Çanakkale’yi ve unutmayacağız üstelik. O Çanakkale’yi geçilmez kıldık, ama tıpkı kişinin iradesiyle o Çanakkale’den bütün o düşman gemileri geldiler ve Marmara’ya, Dolmabahçe’nin önünde demirlediler.

“BUGÜN GELDİĞİMİZ NOKTA IZZET YÖNETİMİNİN BİR KİŞİYE TESLİM EDİLDİĞİ SÜREÇTİR”

Mustafa Eksiksizlik Yıldırım Orduları komutanıydı. Suriye- Irak cephesindeydi, Osmanlı orduları dağıtılmıştı. İstanbul’a geldi, Haydarpaşa’üstelik indi. Oradan kıytırık tıpkı botla karşıya geçe antagonist gemilerini gördü. ‘Geldikleri üzere gideceklerdir’ sözünü o antlaşma etti.

Arkasından; Samsun, Merzifon, Amasya, Erzurum, Sivas kongreleri gerçekleşti. Ankara’de Türkiye Nazik Millet Meclisi kuruldu.

Bütün bu başarıları sağlayıcı reis, halkıyla beraber debi etti. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni kurdu. ‘Her şeyi ego bilirim, ben yaparım’ demedi. Başkumandanlık yetkisini birlikte, Türkiye Nazik Ulus Meclisi; Gazi Mustafa Kemal’e üç ay süreyle verdi. Bugün geldiğimiz yasakçi; devlet yönetiminin aynı kişiye teyit edildiği süreçtir ve bu proses gelişigüzel birimizin kafasında derin soruların oluşmasına öğün açıyor. Yalnız Cumhuriyet Altını Halk Partililerin değil. Ülkesini dost herkesin kafasında dip sorulara yol açıyor. ve hepimiz şu soruyu soruyoruz: ‘Ne olacak bu memleketin boş?’ diye.

“ELİNİZİ VİCDANINIZA KOYARAK REY KULLANMANIZI İSTİYORUM”

Sizden takkadak ayrımsız şey istiyorum. Sandık konacak ve gideceğiz sandığa. Elinizi vicdanınıza koyarak düşünce kullanmanızı istiyorum. A partisi, B partisi, C partisi; değil. Türkiye’nin bu bataktan çıkması lazım. Hani derler ya ‘fabrika ayarlarına yeniden dönmemiz geçişsiz’ diye. Yeniden kurtuluşu başlatmamız lazım, yeniden. Demokratik yollarla, sandığa anbean, oyumuzu kullanarak ikinci yüzyılında Cumhuriyetimizi demokrasiyle taçlandıracağız.

‘Ben çocuklarıma güzel benzeri miras bırakmak istiyorum’ diyorsa her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı… Kadını, erkeği, yaşlısı, genci… ‘Cumhuriyet’in ikinci yüzyılında ben evlatlarıma iyicene ayrımsız bırakıt artırmak istiyorum’ diyorsa biricik koca rejimini savunanı değil, ülkeye demokrasiyi getireni seçmelidir, tercihini bundan yana kullanmalıdır. Torunlarına bugünleri anlatırken, Çanakkale’yi da unutmamalıdır, sunulan savaşı unutmamalıdır, şehitleri unutmamalıdır. Aynı kişinin iradesiyle nasıl oradan biricik kurşun atmadan antagonist gemilerinin Dolmabahçe’nin önüne gelip demirlemesini de anlatmalıdır.

“GAZİ MECLİS BUGÜN, GAZİ MECLİS OLMAKTAN ÇIKMIŞTIR”

Benzeri çarpışma verdik ve ayrımsız yüzyıl devirdik. Önümüzde ikinci ayrımsız yüzyıl var. O ikinci yüzyılda Cumhuriyetimizi demokrasiyle taçlandırdığımızda, Gazi Mustafa Kemal’e verdiğimiz sözü balaban ölçüde namına getirmiş olacağız.

Çünkü onun sunma büyük özlemi milli iradeydi, milletin iradesinin naz etmesiydi. Yasama Kurulu milli iradenin tecelligahı olmalıdır.  Türkiye Şişman Millet Meclisi’ne gazilik unvanının verilmesinin ana nedeni Kurtuluş Savaşı’nı yönetmesidir. Dünyada örneği yoktur. Gazi Mustafa Eksiksizlik’e üç aylık süreyle Başkomutanlık yetkisi verildi. ‘Tekrar gel icabında bire bir elan vereceğiz’ diye niteleyerek.

Gazi Meclis zaman, Gazi Meclis olmaktan çıkmıştır. Bire Bir kişinin iradesiyle yabancılar kalkmakta ve inmektedir. Saylav dediğimiz arkadaşlarımızın balaban ayrımsız kısmı, milletin vekili değildir elhak. Sarayın vekili olanlar milletin vekili olamazlar.

Biz milletvekillerini kaynak anlamda milletin vekili fethetmek istiyoruz. Töz anlamda ülkenin sorunlarıyla ilgilensin istiyoruz, parlamentomuz. Bunu yaptığımız antlaşma Mustafa Eksiksizlik ve arkadaşlarının bize tasdik ettikleri Türkiye’yi izam önünde, geliştirme önünde, demokrasi amacında büyük adımlar attığımızı hepimiz göreceğiz ve tarihe bunu yazdıracağız. Dolasıyla gelişigüzel birimizin ağırbaşlı tıpkı sorumluluğu var. ve evlatlarınıza bırakacağınız güzel aynı miras var.

Diyeceksiniz kim, ‘Türkiye ayrımsız çevrim bir tane adama tasdik edilmişti ama biz sandığa gittik oyumuzu kullandık, tek adamdan kurtardık. Türkiye Nazik Kavim Meclisi’ndeki milletvekillerinin, gene milletin vekili olmasını sağladık ve demokratik yollarla sağladık’ diyeceksiniz. Bu söylendiği ant dünya siyasa tarihine mefret benzeri mirası gençler bırakmış olacaklar.

Yedi buçuk milyon gencimiz ilk defa sandığa gidip oy kullanacaklar. Türkiye’nin kaderini bu yedi buçuk milyon gencimiz atama edecek.

Her birimizin sorumluluğu var, sorumlulukları hesabına getireceğiz. Sandığa gideceğiz, elimizi vicdanımıza koyup oyumuzu kullanacağız.

“GERİ ADIM ATMAK, BİZİM KİTABIMIZDA YOKTUR”

Edirne sunturlu bir şehir, Avrupa’ya kapımızın açıldığı ayrımsız şehir. Ferda Edirne’yle ilgili çokça şeyler söyleyeceğim şimdi burada söylemeyim, çünkü kadro toplantımız var. Biz önceki grup toplantımızı yasama kurulu tatildeyken Erzurum’de yaptık. İkinci kadro toplantımızı Edirne’birlikte yapıyoruz. Bize göre anlamı var. Erzurum’un de anlamı var, Edirne’nin da anlamı var.

Sakın ola ki umutsuzluğa kapılmayın, yer balaban yavaş sizsiniz. Sizden daha nazik tıpkısı ağır demokrasilerde yoktur. Yer iri güçsünüz. İradenizi ortaya koyun. Şundan güvenli olun katiyen ve katiyen geri kadem kovmak; bizim kitabımızda yoktur. Biz tek kimsenin uğrunda diz çökmeyiz; yedi düvel da gelse, bundan da sakıncasız olmanızı isterim.”



Share: