TBMM Başkanı Şentop: O gece milletin yumruğu hedefini bulmuştur

TBMM Başkanı Mustafa Şentop, 15 Orak Ayı El Erki ve Milli Angajman Günü etkinlikleri kapsamında 15 Temmuz Şüheda Anıtı’nda düzenlenen yâd programında konuştu.

Şentop, şunları söyledi:

“Çetin imtihanların, imanla yürütülmüş kesintisiz mücadelelerin neticesinde vatan kıldığımız Türkiye’ye yönelik yeryüzü kanlı ve hainane teşebbüslerden birisi olan, eren milletimizin kararlılığı ve Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın dirayetli liderliğiyle aşınmış edilen 15 Temmuz çarpış girişiminin 6’ncı yıldönümünde Gazi Meclisimizde bir araya mevrut bulunuyoruz.

Sözlerime, bu aşağılık teşebbüsün mağlup edilmesi için canlarını fedâ eden şehitlerimize rahmet, o gece yaralanan gazilerimize hak yolu ve balkı mülk dileyerek girmek istiyorum. Şehadetleriyle yolumuzun meni taşları, istikbalimizin rehberleri koyulmak mevkiine yükselmiş bütün yurt evlatlarını şerif bire bir kişi yerine zihinlere ve gönüllere nakşeden aziz milletimizi şehitlerimizin şuurundan, imanından ayırmasın.

Hakeza manalı ayrımsız günde, alçak çarpış teşebbüsünün hedefi olmuş bu Gazi mekânda bildirmek isterim kim, toplantı maksadımız, benzeri mâtemi işlek sancımak, gidenlerin ardından deme yakmak değildir. İnanıyor ve biliyoruz kim, kelâmı, ezânı, vatanı arkalamak için; insanlığın ufkunda ayrımsız umut ışığı, tıpkı kurtuluş müjdesi olarak projektör Türkiye uğruna şehadete yükselen yurt evlatlarının aslî makamı, seçme fâninin gıpta edeceği ölçüde yücedir, muazzezdir.

Bizim bugün burada benzeri araya gelişimiz, altı yıl evvel yaşanan ihaneti bozguna uğratan mukavemet şuurunun ve iradesinin çevrim geçtikçe güçlendiğini giysi; kavim ve büyüklük kendisine bir tane kurtuluşun o bilinç ve iradede olduğunu bire bir el daha ilan etmektir.

Bugün burada, 100 sene ilk esarete ve işgale hükümlü edilmeye çalışılan tıpkısı milletin küllerinden baştan doğuşuna çevirici ve karargâh reşit bu Gazi Meclis’te 15 Temmuz direnişini anmak üzere toplanmamızın şüphesiz ki manası büyüktür. Şu arkamda gördüğünüz abideye isimleri nakşedilmiş serdengeçtilerin, ölçüsü ve yüreği haktan yana olan vatan evlatlarına hayat ettiği manevî bırakıt konusunda tefekkür etmek birlikte bu mânânın esaslı benzeri parçasıdır.

Milletimizin tarihinde asırlarca unutulmaması gereken 15 Orak Ayı çarpış girişiminin seyrini, o şeb yaşananları teferruatıyla biliyoruz. 15 Temmuz gecesi hangi olduğuna milletçe şahidiz. Tabiatıyla o gece ne olduğunu tanımak mühimdir, lüzumludur. Ancak temel üstünde durulacak kapı, 15 Orak Ayı’da gerçekleşen rezil girişimin sebepleridir.

Tarihin mahsus dönemlerinde dönüşümün hızlandığına şahit oluruz. Tarihin hızlandığı bu dönemleri baştan sona toptan tasarımlar, şişman siyasî tebeddülat izleme etmiştir. Akıbet yüzyılda, ilk Bir Numara ve İkinci Dünya Savaşları, arkası sıra Sovyet Blokunun yıkılması sonrasında bu türden global tasarımlar gerçekleşmiştir. Dünyadaki gelişmelere, özellikle bölgemizde yaşananlara baktığımızda, insanlığın geleceğini direkt etkileyecek, belirleyecek yeni bir toptan tasarımın eşiğinde olduğumuz ortadadır.

Gerçekçi olalım ve meseleyi engelsiz ortaya koyalım; dünya sisteminin yeniden tertip edildiği, global ve lehçe düzeyde belirleyici tasarımların gerçekleştiği hakeza bir dönemde, bazen güçler amacıyla Türkiye’nin konuşu, siyasî ve kültürel düzeyde enerjik ve iddialı bir aktör adına öne çıkması tehdit olarak görülmektedir.

Dünyayı, 80 sene geçmiş gerçekleşmiş bir tarihi olayın kurduğu dengelere bakarak yönetmeye çalışanlar, dünyanın 5’kap, Türkiye’nin üstelik sınırlarından ve sanıldığından büyük olduğunu kabule yanaşmamaktadırlar. Köhnemiş ve geçerliliğini yitirmiş bu yaklaşıma bakarak Türkiye, teknoloji değil, şeftali üretmesi gereken; bölgesindeki sorunlara cebin mutlak siyasa ihya iradesi göstermeyen, ekonomisi çarkıt işgücüne dayalı ve askerî önemi tampon mıntıka olmaktan ibaret tıpkı ülke olmalıdır.

Meğer Türkiye’nin durumu, talebi ve kaderi daha çok farklıdır. 19. Yüzyılın bilcümle balaban güçlerinin baştan ruz sahnesine çıkarak global roller peşinde olmayı kendilerine türe saydığı, lehçe allak bullak oluşların dikçe hissedildiği aynı dönemde, Türkiye’den kabuğuna çekilip namına çizilen sınırlara mahkûm yaşamasını, güvenlik önceliklerini boşlama etmesini yoklamak, Türkiye’nin banko şevk göstermeyeceği ve yaşadığımız dünyanın gerçekleriyle birlikte bağdaşmayan aynı dayatmadır.

Dostlarımız müsterih, düşmanlarımız sakıncasız olsunlar ki, Türkiye, güvenliğini, mevcudiyetini ve istikbalini tehlikeye sokacak tek dayatmayı kabul etmeyecek; tarihin genişlik güçlü çağlarında ve genişlik stabil coğrafyalarda yaptığı gibi, yeniden insanlığın beklediği türe ve umut merkezi olma vasfını koruyacaktır.

Türkiye, bu yavaş tertibi boşa çıkardığı, devlete yuvalanmış ifsad ve hainlik çetesini tasfiye ettiği serencam 6 yılda pek haddinden fazla cüretkâr gerçekleştirmiştir.

On yıllardır bölgemizin ve ülkemizin yeryüzü eke başlıklarından birisi olan yıldırı meselesinde alelhusus sonuç 6 yılda hem sınırlarımız süresince hem üstelik eksen ötesinde yürütülen azimli savaşım sonuçlarını vermiştir. Terörü ayrımsız diplomatlık aracı ve yöntemi olarak çalmak isteyenlerin tıpkı zamanda FETÖ’nün de belirgin yahut meçhul hâmisi olduğu, PKK-PYD terör örgütleri ile FETÖ’yü koordineli ve birbirlerine müzahir aparatlar olarak kullandığı zaman daha çok çok elan kesin görülmektedir.

İlaveten, Türkiye’nin akıbet yıllarda domestik enerji kaynaklarını arama ve keşfetme üstüne gösterdiği ceht ve ulaştığı sonuçlar, 15 Orak Ayı da dahil bağlantısız darbelerin hangi gerekçeyle planlandığının ve akim kılınmasının Türkiye üzere hangi kadar filinta sonuçlar verdiğinin arz şanlı ispatları arasındadır. Türkiye’nin 1956’birlikte başlayan enerjide bağımsızlaşma çalışmaları, ne yazık ki kestirmece 60 sene kesintiye düçar, bu yönde atılmış adımlar daim surette politik belirsizlikler ve antidemokratik müdahaleler cihetiyle durdurulmuştur. Ülkemizin güvenliği ve milletimizin refahı bakımından hayati önem haiz evcil enerji kaynakları keşfetme ve dışa bağımlılığı sona erdirme çabasının, rezil yapıların ve gayrımillî unsurların tasfiyesinden bilahare netice vermeye başladığı sarih görülmektedir.

Türkiye üzere hayatî önem taşıyan yerli ve millî savunma sanayii ihdas stratejisi, bembeyaz neticelerini ve çıktılarını bütün dünyanın akseptans ettiği ayrımsız muvaffakiyet hikâyesidir. Hemen cesareti ve şartların doğurduğu fırsatları istimara kabiliyeti itibarıyla değil, üstün rabıtasız teknolojileri üretmesiyle birlikte öne çıkan milletimiz için bu başarılar, eskimemiş tıpkı dönemin müjdeleri olmaları itibarıyla da mehabetli ve esin vericidir. Kökü dışarıda devşirilmiş yapılar ve öğrenilmiş çaresizlikle iğdiş edilmiş zihniyetler tasfiye edildikçe, muazzez milletimizin kudreti ve tarihe yan ödeme istidadı tıpkı misil henüz ve bildirme belirleyici haliyle ortaya çıkacaktır.

Türkiye’nin saf dışı teknolojide elde ettiği kabiliyetler ve yetenek, terörle mücadelede olduğu kadar, millî misakın tamamlayan ve ayrılmaz bir parçası namına gördüğümüz ‘Semavi Vatan’ iradesinde da sunu büyük dayanaklarımız arasındadır. Şunu açıktır ki, 15 Temmuz çarpış girişiminin gerekçeleri arasında, Türkiye’nin Gün Doğusu Akdeniz’birlikte uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarında ısrarcı olması bile yer almaktadır. Gerçekten, 15 Orak Ayı darbecileri, ermiş milletimizin direnişi ve Cumhurbaşkanımızın azimli liderliği ile bozguna uğrayınca gururlu ordumuzun bağlantısız helikopterlerini gasp yazar bire bir komşu ülkeye kaçmışlardır.

Bu noktada, Mavi Vatan konusunda ne kadar azimli olduğumuzu bir kat elan car etmekte fayda görüyorum. Bayağı dünyalarını ve zayıflıklarını sözde Büyük İdealler ile örtmeye çalışanlar, yeryüzünde Değerli Elma’dan elan hümayun andırma, Nizâm-ı Hilal’den henüz kutsal gâye, ve bunları tahakkuk ettirmek için eren milletimizden daha sağlamlaştırılmış topluluk olmadığını bilmelidirler. Sıra, Çakan Mir’in ve Barbaros Hayreddin’mağara yaptıklarının şahididir. Malazgirt Ovasında Melik Alparslan’a alp, Adalar Denizinde Gazi Çakan’a yâren, Preveze’da ve Akdeniz’da Barbaros Hayreddin’e uzun olmayı şeref sayan ermiş milletimiz amacıyla “İlk hedefiniz Akdenizdir” emri, lüzumu hâlinde ifâsı elzem tıpkı vazife olacaktır.

Bu hakikatler da göstermektedir kim, 15 Orak Ayı’un anne gayesi, Türkiye’nin uluslararası hukuktan, tarihsel ve coğrafî haklarından kaynaklanan iddialarının peşinden gitme iradesini çekmek; bu iddiaları tahakkuk yol açmak yönündeki gayretleri sona erdirmektir. Bu çıplak hakikati ayn önüne alarak şu tespiti yapmaya mecburuz; 15 Temmuz darbe girişimi yoluyla Türkiye’nin daralmak istendiği atıl, iddiasız, ulusal hedeflere karşıt, arsıulusal hukuktan kaynaklanan haklarımızdan feragat fail siyasal çizgiyi savunarak bu darbeye karşıt olmak olanaklı değildir. Daha vazıh ifadesiyle Türkiye’nin Maşrık Akdeniz’da, Karadeniz’dahi etkinleşmesini sağlayan politikalara karşı durarak; savunma sanayiinde, terörle mücadelede ve domestik enerji çalışmalarında gösterilen gayreti takdir ettiğini ve izleme edeceğini ilan etmeden; obstrüksiyon edilen topraklarını destani ‘Vatan Muharebesi’ ile azat kılan Azerbaycan’ın hak davasına verilen desteğin heyecanını içtenlikle yaşamadan, 15 Orak Ayı darbe girişimi yoz kınanamaz.

Yine etmeyi fariza addediyorum: 15 Orak Ayı darbe girişimine yönelik alın duruş, bu yavaş hamlenin hoppadak vahşi yöntemini ve icrasını tenkit etmekle sınırlı kalamaz. Bu çarpış girişimine karşı sergilenecek hakikî kurum, onun nihaî gayesini global reddetmektir. Çünkü 15 Temmuz çarpış girişimi, vakit kaybetmeden gayrımillî aynı çetenin kudret arayışı olmayıp, Türkiye’nin bölgesinde etkisizleştirmesine yönelik benzeri tertiptir.

İşte bu yüzden, 15 Orak Ayı direnişini ortaya koyan aziz milletimize, vatanın ve milletin selameti amacıyla canını fedâ etmiş hep şehitlerimize, gazilerimize cebin boşlama edilemeyecek vazifemiz, Şişman Türkiye davasına kasteden, devletimizin kudretini ve milletimizin refahını erek alan değme teşebbüse, yöntemi ve retoriği hangi olursa olsun, ne kisvede ortaya çıkarsa çıksın ‘amma’sız karşı durmaktır.

Türkiye’üstelik kötü darbe geleneğinin önceki halkası olan 27 Mayıs angajmansız darbesinden yalnızca tıpkısı hafta ilk Adnan Menderes aynı mahdut gezisine menfaat. Kavim, hizmetleri karşısında minnet duyduğu, sevdiği ve kendisini muhip aziz Başbakanını bağrına basar. Budun, yaralıdır. Haksız hücumlara maruz küsurat Menderes dahi…

Çözme böyledir, lâkin o aktarılma Menderes’i desiseyle ve darbeyle dökmek isteyenlere cebin koruyucu halkın yumruğu yerini bulmamıştır. O edisyon, millet düşmanlarının tepesine inmek amacıyla 15 Temmuz gecesini beklemiştir. O geceleyin, ulus liderini, sesini; düz öfkesi ve yumruğu bile hedefini bulmuştur. 15 Temmuz gecesi, bu muazzez millet, ruhlarını satmış işbirlikçilere yemeden içmeden Tayyip Erdoğan amacıyla değil; iktidardan düşürülüp Feriye Sarayında katledilen Melik Abdulaziz; istibdat bahanesiyle düşürülen Hükümdar II. Abdulhamid; darağacında şehid edilen Menderes, Polatkan ve Takatli; 12 Mart ve 12 Ilkgüz’nam cinayetleri; 28 Şubat’ın hicap verici zulümleri; kimin özde, kimin güya olduğuna değişmeyen verebileceğini düşünen küstahların düşüklükleri için de indirmiştir yumruğunu.

İşte bu yüzden, 15 Temmuz darbe girişimine alın milletimizin tavrını ve direnişini genişlik durumunda tavsif edecek terkip, ‘ahali ihtilali’dir. Ve hem o geceki cesareti hem birlikte sonrasındaki kararlılığı sebebiyle bu halk ihtilalinin lideri üstelik, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dır. Tarihin hakkını doğrulama edeceği bu liderliğin büyüklüğünü anlatım, neticelerinin esaslı olduğunu kabul etmek, hakşinaslığın ve vatanperverliğin gereğidir. 15 Orak Ayı gecesi sergilenen metanet, liderini bulan milletin ve devletin zaferidir.

Türkiye, tarihe kapan, coğrafyalara düzen vermekle beğenilir; hakkı hâkim kılma cehdinin takipçisi, seciyesinde yiğitlik ve basireti harmanlamış eren milletimizin düz yazı ettiği benzeri büyüklük geleneğinin akıbet halkasıdır. Bu gelenekte, uhde bahis konusu olduğunda fedâ-yı cân gelmek, benzeri kazanç meselesi değil, bir kıvanç ve haysiyet vesilesidir. Malazgirt Ovasında, Miryokefalon’de, Kosova’da, İstanbul surları uğrunda, Mohaç’ta, Preveze’dahi, Nazik Hücum’bile, Beşpençe Dağlarında, terörle savaş planlı temas karış vatan parçasında sergilenen kahramanlık, işte bu can kuşu halinin eseridir. Mikyâsı ve şartları farklı olsa bile, 15 Temmuz gecesi şafak sökene büyüklüğünde aziz milletimizin ortaya koyduğu mukavemet, bu alplık geleneğinin tabiî benzeri devamıdır. Bu geleneğin sonuç halkası ise, Karabağı işgalden azat eylemek için sunulan Yurt Muharebesinde şehadete yükselen vatan evlatlarıdır. Cenab-ı Adalet cümlesini cennetiyle, bizleri üstelik şefaatleri ve hatıralarına sadakatle müşerref kılsın.

15 Orak Ayı, muazzez milletimizin gurur ve şuur tablosu kendisine tarihteki yerini almıştır.

Bu toplantıyı dizgi ettiğimiz Gazi ve Mefret Meclisimiz üstelik, o geceki tavrıyla ve direnişiyle nesillerin kıvanma edeceği benzeri ulusal kalıp olduğunu tıpkı defa elan ispat etmiş; Yiğitlik ünvanını ne büyüklüğünde hakettiğini ve müessis ruhu tevarüs ettiğini benzeri öğün henüz ortaya koymuştur.

O şeb bu Heybetli Divan, beş altı gittikçe Erkânıharbiyeiumumiye kavşağında ulus direnirken, az yukarıda Inanma Umumi Müdürlüğü önünde güvenlik güçlerimiz ve vatandaşlarımız hainlere boğaz vermezken, bombaların altında millî iradeyi kahramanca savunmuştur.

Bu vesileyle, başta dönemin Divan Başkanı Sayın İsmail Alp görünmek için o akşam Meclis’te ve illerinde bu ihanete alın direnen ayrımlı farklı politik partilerden bütün milletvekillerimizi gönülden tebrik ediyorum.

Sözlerimin böylelikle 15 Orak Ayı gecesi ihanete geçit kesmek için savaşım ederken yaralanan gazilerimizi minnetle, fedâ-yı cân eyleyen şehitlerimizi şükranla ve rahmetle anıyorum.

Cenab-ı Allah, milletimizin yolunu celi, bahtını temiz, akıbetini kandırıcı, zaferlerini sonsuz, davasını yenmiş, nesillerini hayırlı ve muvaffak eylesin; bizleri o geceki istinat şuurundan ayırmasın.”

Darbeci generallerin taleplerine ret

 

15 Temmuz kahramanı martir Ömer Halisdemir unutulmuyor

 

İş dünyasından 15 Orak Ayı mesajı

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 15 Orak Ayı mesajında ekonomi vurgusu

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan 15 Orak Ayı paylaşımı

 

Share: