TBMM Başkanı Şentop, AA Yayımcı Masası’na misafir oldu: (3)

TBMM Başkanı Mustafa Şentop, “Sonuçlar, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde Divan’in daha çok çalıştığını, elan bol çalıştığını, elan faal çalıştığını gösteriyor.” dedi.

Şentop, AAtölye’deki Küçük Asya Ajansı (AA) Editör Masası’na misafir olarak, gündeme ilişkin soruları yanıtladı ve değerlendirmede bulundu.

“Mebus herkes ile Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, TBMM’nin işlevi açısından karşılaştırıldığında neler terennüm etmek istersiniz?” sorusuna Şentop, bu kabil değerlendirmeleri ön yargılı bulduğunu söyledi.

TBMM’deki işlerin teşri ve fal açısından değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Şentop, “Sonuçlar, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde Sedir’in daha çok çalıştığını, daha verimli çalıştığını, elan enerjik çalıştığını gösteriyor.” bilgisini verdi.

Soruların yanıtlanması açısından iki sistemi karşılaştıran Şentop, şunları kaydetti:

“Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin olduğu 27. dönemde TBMM’ye sorulan soruların cevaplanma oranı yüzdelik 65’in üstünde. Eski dönemlerde, 24. dönemde ise yüzde 60’ı geçememiş soruların cevaplama oranı. 26. dönemde ise haddinden fazla daha birkaç, süfli üst yarısına mümasil bire bir cevaplanma oranı var. Kıymetlendirme yapacaksanız, ilk bilgi sahibi olup daha sonraları değerlendirme fethetmek geçişsiz. Verilere göre istimara yaparsanız, soru önergeleri bakımından TBMM’dahi benzeri göçük değil, tekmil aksine mutluluk var.”

TBMM’bile bu dönemde sorulan soru sayısının bile arttığına dikkati çekici Şentop, benzeri şekilde soruların cevaplanma oranında bile çoğalma olduğunu belirtti.

Sorulan soruların hepsinin cevaplanması gerektiğine bel fail Şentop, “TBMM’da bu dönemde denetleme yönüyle rastgele gerileme değil, tamamen verimlilik söz konusu.” diye niteleyerek konuştu.

Şentop, yasama ve tekliflerin kanunlaşması bakımından TBMM’nin eski dönemlere göre tıpkı yoğunlukta çalıştığını aktardı.

Milletvekillerinin, verdikleri kanun tekliflerinin kabul edilmemesini eleştirdiğini dile getirerek, TBMM’da kanun tekliflerinin görüşülmesi sürecine ait vukuf veren Şentop, “Sizin komisyonda ehliyetli sayınız yoksa, genel kurulda tam sayınız yoksa teklifinizin kabul edilmemesi ihtimali haddinden fazla haddinden fazla faziletli. Siz bunu sayınızın azlığına değil bile ‘parlamento bu sistemde zayıfladı’ diye niteleyerek yorumlarsanız parlamentoya hükümsüzlük yapmış olursunuz. Öz pozisyonunuzu de eleştirmiş olursunuz. Benzeri kanunun geçebilmesi amacıyla suret lazım, bunu üstelik hep kendisi gerçekleştirme etmiyor, millet veriyor. Budun size hangi kadar korkulu vermişse, bu gücü sayıyla ifade ediyoruz, size Meclis’te o kadar himmet alanı açmış demektir. ‘Benim 3-5 milletvekilim var, verdiğim teklifler geçsin’ diyorsanız siz milletin iradesini hazmedebilmiş değilsiniz, ona tırsmak göstermiyorsunuz.” değerlendirmesinde bulundu.

“Bu koşut azamet yapılanması tamam”

“Ati Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun ‘Stratejik kararlar 6 genel başkanın oluru olmadan alınamaz’ çıkışı haddinden fazla tartışıldı. Bu durumun Anayasa’ya çapraz olduğu yönünde görüşler var. Siz bu açıklamaları elbette değerlendiriyorsunuz?” sorusu üstüne Şentop, şu ifadeleri kullandı:

“Anayasamızda, kanunlarımızın kurmuş olduğu ayrımsız dizge, bir azamet yapılanması var. Siz şimdi bu yapılanmada olmayan bire bir kullanılmamış analog ortaya atarsanız, bu ayrı tıpkı celal yapılanması, koşut fehamet yapılanması olur. Zira tıpkısı anayasal celal yapılanması var, ama siz bunun dışında ayrı ayrımsız kodifikasyon oluşturuyorsunuz. Eğer farklı benzeri tertip istiyorsanız budun size tam desteği verir, anayasayı, kanunları değiştirirsiniz amma siz bunu oluşturmadan ‘tığ aramızda değişmeyen verdik, 3-5 gönül devletin Anayasa’daki yapılanmasına göre değil de ayrımlı benzeri şekilde çalışacağız’ diyorsanız bu almaşık tıpkısı ihtişam yapılanması, paralel azamet yapılanması peki. Asıl olan, temel ve seçim devletin yapısını, işleyişini zahir tanımlamışsa, kuşkusuz çerçevelemişse ona göre çalışmaktır.”

“Hep mübarek kitaplara korku gösterilmesini istem ederiz”

” İsveç’te Kur’an-ı Bonkör yakıldı. NATO’ya kaldırmak talip tıpkı ülkede yaşanan bu olayları pekâlâ değerlendiriyorsunuz?” sorusu üstüne Şentop, olaydan sonradan İsveç Divan Başkanı Andreas Norlen’in ziyaretini iptal ettiğini hatırlattı.

Şentop, “Elan sonraki gelişmeleri gördüğümüzde bunun ne büyüklüğünde uygun ayrımsız karar olduğunu üstelik daha bol anlıyorum, çünkü münferit aynı olaydan ibaret değil, tıpkı zihniyeti, aynı anlayışı ortaya koyuyor. Kur’an-ı Ahi’e yapılan saygısızlığı, saldırıyı hoppadak Müslümanların değil, on paralık kimsenin ikrar etmemesi gerekir. Biz bütün şerif kitaplara bu şekilde korku gösterilmesini umu ederiz.” görüşünü paylaştı.

Kutsal kitaplara saygısızlığı reddettiğini tamlayan Şentop, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Protestonuzu, eleştirinizi yapabilirsiniz amma kitap acıtmak engizisyon dönemini, Hitler dönemini bize hatırlatan barbar tıpkı tutum, yaklaşım. Buradaki mesele bir şahsın bu işi yapması değil, İsveç’in birlikte bu şahsın eylemi yapmasını sağlayacak imkanı hazırlamasıdır. Biliyorsunuz orada polislerin koruması altında bu işi yaptı. Bu ayrımsız suça iştiraktir, İsveç Devleti tarafından yanlışlık ortaklığıdır.

Bunu elan sonra ‘rapor hürriyeti’ falan kadar tıpkısı gerekçeyle açıklama etmeye çalıştılar. Biraz devir sonraları bunun dahi kavisli olduğu, çifte standartları icabı olduğu ortaya bundan sonra. Kur’an-ı Selek’in yakılmasını dulda altına alan polisler bu posta Tevrat yakılmasını engelleyecek tedbirleri aldılar. Bu tekme standardı haddinden fazla net olarak görmüş olduk. Avrupa’birlikte Türk, İslam ve Mutekit düşmanlığına müteveccih bunaltıcı bire bir eğilimin ortaya çıktığını, devletlerin da bu yaklaşımlara karşı ara vermek namına medar hazırladığını görüyoruz.”

Haçlı seferleri zamanındaki İslam ve Müslümanlık düşmanlığı konusundaki zihniyetin devam ettiğine dikkati calip Şentop, “Biraz daha apiko, makyajlı halleriyle bunu sürdürmeye çalışıyorlar.” dedi.

Hep Avrupa ülkelerinin kabul ettiği benzeri terör örgütünün, elini kolunu sallayarak İsveç’in başkentinde gösteri yapabildiğini söyleyen Şentop, “Yüz Kere İsveç’in Sedir Başkanıyla görüştük, siz neden NATO’ya çalmak istiyorsunuz, ülkenizin güvenliğini daha birlikte pekiştirmek üzere. Bütün NATO üyeleri, Türkiye birlikte gerçekte o sebeple NATO’de. Olur biz Türkiye namına güvenliğimizi pekiştirmek üzere bulunduğumuz ayrımsız örgüte bizim güvenliğimizi zayıflatacak, güvenliğimizin altını oyacak bire bir apayrı devletin girmesini niye kabul edelim? Ağız Ağıza mantıksız benzeri şey tamam o zaman bizim yapacağımız iş.” sözlerini sarfiyat etti.

Şentop, İsveç’ten, terör örgütünün oradaki faaliyetlerinin engellenmesini ve terörle ilişkili olan kişilerin Türkiye’ye iadesini beklediklerini, Türkiye’nin bu adımları gıyaben İsveç’in yapacaklarına inanmasının tür olmadığını vurguladı.

(Sürecek)

Share: