İstanbul’da mikroplastik tehlikesi

Sunma çokça mikroplastik pislik 4,7 milyon ile Beşiktaş iskelesinde görüldü.

Felek Ustalık Üniversitesi İnşaat Fakültesi Çevre Mühendisliği Kürsü Başkanı Prof. Dr. Güleda Açık Deniz ve Yıldız Beceri Üniversitesi İnşaat Fakültesi Belde Mühendisliği Çağ Komutan Yardımcısı Doç. Dr. Hanife Soluk Erkan, 2020 mart ayında TÜBİTAK destekli “Endüstriyel ve Içtimai Aktivitelerin İstanbul Boğazı’nda Oluşturduğu Mikroplastik Kirliliğinin Tespiti ve Karakterizasyonu” araştırma projesine başladı.

Kısaca 2 sene süren çalışmalar sırasında Marmara Denizi’nde İstanbul’dahi 8’i iskele girmek amacıyla 48 ayrı noktadan ilkgüz, açıklık, april ve haziran aylarında camekân makbuz.

Sunu çok pislik Beşiktaş iskelesinde

Kadıköy, Eminönü-Karaköy, Üsküdar, Beşiktaş, Bostancı, Yenikapı, Büyükada ve Kınalıada iskelelerinden alınan numunelerde en birkaç mikroplastik kirliliği tanıdık iskelede kilometrekarede 300 bin, genişlik çokça kirliliğin olduğu iskelede ise 4,7 milyon mikroplastik parçacığı belirleme edildi.

İskeleler ortada genişlik fazla mikroplastik kirliliği, kilometrekare başına 4,7 milyon parçacıkla Beşiktaş iskelesinde görüldü. Averaj mikroplastik kirliliği kış mevsiminde henüz çok olmasına karşın Beşiktaş iskelesindeki bu erdemli nicelik, haziran ayında elde edildi.

“İstanbul’a kilitlenmek istedik”

Araştırmayla ilişkin mütekellim Prof. Dr. Güleda Açık Deniz “Yurtdışında mikroplastikle ilgili çalışmalar yapıldığını görüyorduk. Biz dahi ‘Türkiye’de kapsam nasıl?’ diye tetkik yaptık. Beş Altı çalışmanın olduğunu gördük amma İstanbul’de yoğunlaşan bire bir düzentileme tespit edemedik. Projemizi TÜBİTAK’a yazdık ve onlar üstelik akseptans ettiler” dedi.

Marmara Denizi’nden İstanbul’u çevreleyen kıyılara mail bölgelerde hem suyun üzerinden, hem akarsu kolonundan, hem bile dal çamurdan numuneler aldıklarını aktaran Engin, araştırı kapsamına aldıkları noktalar için şunları söyledi:

“İstanbul’un çöz bölgelerinden derelerin döküldüğü noktaları, marinaları, iskeleleri, atık su yoğun deşarjı yapılan noktaları seçtik. Marmara Denizi, burayı çevreleyen İstanbul, İzmit, Bursa kadar endüstri şehirlerinin sakil baskısı altında. Bu, ağır sıklet tıpkısı atık akarsu deşarjını getiriyor. İstanbul’bile yapılan toplumsal cerrahi müdahale neticesinde birlikte doğada çok tahakküm kaybolan plastikler bir şekilde denizlerimize ulaşmış oluyor. Bu yüzden İstanbul’a odaklanmak istedik. Hem nüfus kesafeti açısından hem dahi değme türlü ticari, sanayi, zirai faaliyetlerin yapıldığı tıpkı şehirde yaşıyoruz.”

Yağışlı dönemlerde kirlilik 10 itmam artıyor

Araştırma yaptıkları noktalarda mevsimsel değişiklikleri birlikte incelediklerini vurgulayan Engin, yaz ve kış arasında okkalı ayırt gördüklerini bildirdi.

Engin, “Yaz mevsiminde kilometrekarede averaj 2,7 milyon mikroplastik parçacığı bulduk. Şita mevsiminde bu miktar 3,6 milyona ulaşıyor. Mevsimlik olarak kayırıcı davranışlarından kaynaklı ayrımsız fark oluyor. Biz faaliyetimizi esasta imdi kışın gerçekleştiriyoruz. Evlerden kaynaklı atık sular üzere…” değerlendirmesini yaptı.

Hele yağışlı dönemlerde mikroplastik kirliliğinin 10 itmam arttığını tamlayan Engin, sokağa çıkma kısıtlamalarının olduğu dönemlerde elde ettikleri verilerde, kirlilikteki azalmayı haddinden fazla net ayrımsız şekilde gördüklerinin altını çizdi.

Mikroplastiklerin yemeden içmeden denizin kenarında bilinçsizce atık çöplerden kaynaklanmadığına, güçlü çokça faaliyetin bir sonucu adına denize ulaştığına belen eden Açık Deniz, şöyle devam etti:

“Atık akarsu tasfiye tesislerinde mikroplastikler esasta iri tıpkısı oranda, bazı durumlarda yüzdelik 80-90’a vasıl oranda tutuluyor. Amma atık su arıtma tesislerinde inhilal edilen suyun metreküpü tutar kendisine çokça iri. Tığ o kadar fazla atık akarsu üretiyoruz kim mikroplastikler da haddinden fazla okkalı bire bir rakam oluşturuyor. Atılan akarsu tasfiye tesislerinde ayrıksı teknolojiler kullanarak bunların sayısını azaltabiliriz.”

“İnsanların plastikle ilgilendiren çizi şeklini değiştirmemiz lazım”

Tek kullanımlık plastikler konusunda uyarılarda bulunan Engin, sözlerini şöyle tamamladı:

“Yaz döneminde piknikler artıyor. Sahil kesiminde çok fazla âdem plastik dirgen, kaşık, bıçak, sepici kullanıyor ve bunları orada bırakıyor. Bunlar bile çok hafif materyaller olduğu üzere rüzgarla uçarak denize ulaşabiliyor. Yararsız ambarlama sahalarına gittiği antlaşma birlikte oradan akıntı suyuyla hidrofil ortama erişmiş oluyor. İnsanların plastikle ilgili çizi şeklini değiştirmemiz geçişsiz.

Plastik hayatımızın haddinden fazla fazla içinde, alelhusus mutfakta, teknolojik aletlerde… Gibi basamak bunları ince sürekli kullanmaya çalışmamız, hükümetlerin bu sorunu programlarına alarak petrol türevi plastiklerden bir dirhem elan biyoplastik, dirim bilimsel yerine parçalanabilen plastiklere ahit yapmamız lazım.(TRT)

Örümcek ağları mikroplastiklerle kirlendi

 

Acun alarmda: Karla karışık mikroplastik yağdı!

 

Araştırı: Mikroplastikler çor taşıyor

 

Share: