Beylikdüzü’nden Çanakkale’ye mola vermeden 8 saat çiftteker sürdü

Derrace tutkunu Özcan Güler, Beylikdüzü’nden Çanakkale’ye büyüklüğünde tek ıtlak vermeden velespit sürdü. Güler, 8 saatlik yolculukta yaşadığı serüveni anlattı.

İstanbul’bile kıpırdak 35 yaşındaki velespit tutkunu Özcan Güler, Beylikdüzü ilçesinden Çanakkale’ye kadar derrace sürdü. 5 yıldır derrace süren ve şehir site gezen Güler, 8 saat 19 zaman süren yolculukta yaşadıklarını anlattı. Sürüş öncesi sporla kendisini detaylı yolculuğa hazırladığını belirten Güler, yolculukta nemalanmak üzere kayıt ve içecek alarak depo yaptığını söyledi. Kendini hazır hissettiğinde Beylikdüzü’nden sürüşe başladığını anlatan Güler, Eceabat’a kadar sorunsuz ayrımsız şekilde gezi yaptığını dile getirdi. Eceabat’tan sonra suyu azaldığı için yanına aldığı sandviçleri da yiyemediğini rapor fail Güler, son 2 saatini baskı atlattığını söyledi. Hedefine ulaştığında mutlu olduğunu dile getiren Güler, velespit sürüşüne bakir başlayanlara üstelik tavsiyeler verdi. Bisiklet tutkunu Güler, 5 yıldır yaptığı sürüşlerde yaşadığı genişlik ilginç ve candan anısını bile anlattı. Yaptığı sürüşleri sosyal medyada paylaşabilmek için kayda üstelik alan Güler, takipçilerini ayrımsız yandan gülümsetirken tıpkı yandan bile cesaretlendiriyor.

“8 saat 19 dakikada sürüşü tamamladım”

Beylikdüzü’nden Çanakkale’ye tek mola vermeden yaptığı sürüşü anlatan Özcan Güler, “Molasız Çanakkale’ye gidebilir miyim, vücudum lacerem reaksiyon verir diyerek düşündüm. Kalori takibi yapmam gerekiyor, beslenmem gerekiyor. Onun öncesinde suyumu taşımam, yiyeceklerimi birleştirme etmem gerekiyor. Bunların hepsini hesap ediyorum. Acep olacak mı olmayacak mı diye niteleyerek tabii kim bazen şeyler eksik kaldı. Eksiksiz yetmedi ama durmadım savaştım, hedefime ulaştım. Velespit benim hayatımın merkezinde olduğundan belde tınlamalı yerine alıştırma yapıyorum. Hiç muttasıl gidebilmek üzere bunu tasarlamak gerekiyor. Öz değerlerimi bile strateji ediyorum. Bunların doğrultusunda kendimi hazır hissettiğimde ego böyle benzeri sürüşü yapabilirim diyorum. Ayrımsız hazırlık yapmadan böyle ayrımsız sürüşe geçmek zor. Sağlığınıza üstelik uymazlık verebilirsiniz. Bunların hepsini hallettikten sonraları beslenme üzere 10 lime sandviç aldım yanıma. Bunların 6 tanesini tüketebildim. Suyum bittiği için daha aşkın suya ihtiyaç duymamak namına beslenmeyi üstelik kestim. Uçmakdere’den sonradan böyle ayrımsız çekim yaptım. Son 2 saat amiyane tıpkı pres geçti. Eceabat’a büyüklüğünde problemsiz benzeri şekilde gittim. Burada az buçuk depolarım boşaldı. Benim karbonhidrat tüketmem gerekiyordu. Bunları tüketemediğimden etraf sürüş bittikten bilahare vücudumun toparlanabilmesi için şipşak aynı şeyler yedim ve sakim saat dinlendikten bilahare seçme husus rutine oturdu. Hedefime ulaştığımda çok bahtiyar oldum. Başardığımı gördüğüm amacıyla. Karşıt yanı şu oldu baya bire bir terledim. Hava haddinden fazla soğuktu ve acı rüzgar esiyordu. Derrace sürerken abuhava şartlarıyla uyumlu halde bu işi makul şekilde yapmaya çalışıyoruz kim sağlığımıza tıpkısı kötülük vermeyelim. Çanakkale’ye geldiğimde içim ağız ağıza ter içindeydi. Önümü açma şansım yoktu. Çanakkale’ye geldikten bilahare cisim direncim üstelik artık sarsıldı. Tıpkı şeyler yiyebileceğim ısıdam tıpkı kayran aradım. 8 saat 19 dakikada sürüşü tamamladım. Hem az buçuk tempolu şekilde gitmeye çalıştım hem birlikte mola vermeden kendimi hedefe odakladım ve ego bu sürüşü molasız elimde hangi kaldıysa onlarla bitireceğim şeklinde zihnimde kabul edip başardım” dedi.

“İstanbul’birlikte gidiş geliş riskli”

Yeni sürüşe başlayanlara tavsiyede mevcut Güler, “5 seneden beridir deli dolu velespit sürüyorum. Yıpranmamış başlayanlara şurası söyleyebilirim. İstanbul’birlikte trafik riskli. Bu konuda titiz olsunlar. giderek aynı bap açılabilir, tıpkısı otobüs durabilir. Bu konuda biraz dikkat etmeliyiz. Küşayiş yollar, karye yolları, daha emin yolları tercih ederlerse henüz gani peki” ifadelerini kullandı.

“3 saat süresince yürüdüm”

İlginç anılarından birini anlatan Özcan Güler, “Benzeri sürüşümde Kocayayla’dan hor İnegöl’e doğru inmem gerekiyordu. Kar yağmaya başladı ve yollar buz tuttu. Bisikletten indim. 3 saat boyunca çiftteker sürüşümü tutmak için riskli bölgeyi atlatırsam dağdan adi inerim ve sürüşüme bitmeme edebilirim diye niteleyerek düşündüm amma tabiatıyla ki anca olmadı. 3 saat boyunca yürüdüm. Bayağı tıpkı soğuk yedim, yani ciğerlerim filan üşüdü. Bin 500 metrelik zirveye geldikten sonra kötü inmem gerekiyordu ve uzun anif ayrımsız yokuş vardı, İnegöl’e doğru eksiklik 2 dereceleri görmeye başladım. Yerdeki akarsu birikintileri donmuştu. Onların üstünden geçe kırılıyorlardı. Riskli bölgeye girdiğimin işaretiydi. Orada birilerine sığındım ve kendimi anlattım. Bunun doğrultusunda bana evlerini açtılar. Yerlerdeki buzlar çözüldükten 1 aktarılma sonra Yalova’ya, oradan birlikte İstanbul’a geldim. Sürüşüm böylelikle yarıda kalmıştı” şeklinde konuştu. – İSTANBUL

Share: