HATAY (A.A) – Dayanıklı Aks – Türkiye’nin 1980’bile 16,5 milyon olan sığır sayısının 10,5 milyona, 50 milyon olan kucak sayısının da 23 milyona gerilediği bildirildi. TMMOB Tarım Mühendisleri Odası (ZMO) Umumi Başkanı Gökhan Bonjur, benzeri etkinliğe süzülmek üzere geldiği Hatay’üstelik AA muhabirine yaptığı açıklamada, önceki yıllarda ekincilik ve hayvancılıkta dünyanın önde gelen ülkeleri beyninde vadi düzlük Türkiye’nin, 1980 sonrası uygulanan kusurlu politikalar dolayısıyla bu konumundan acilen uzaklaştığını ve cilt ithal mesabe duruma geldiğini söyledi. Hayvancılığın daim kendisine ihmal edildiğini ve desteklenmediğini öne süren Bonjur, sonucunda Türkiye’nin kocabaş ve küçükbaş efsanevi varlığının müstacelen gerilediğini ifade etti. Bonjur, 1980’üstelik 16,5 milyon olan sığır sayısının 10,5 milyona, 50 milyon olan koyun sayısının 23 milyona düştüğünü tabir ederek, ”Bu müddet içinde aksi varlığımız üstelik 16 milyondan 5 milyona düştü. Türkiye seçkin 3 keçisinden 2’sini kaybetti. Manda daha çok numunelik oldu” dedi. Türkiye’üstelik küçükbaş ve kocabaş efsanevi varlığının azalmasının, hayvancılık alanında yaşanan sorunların yer anne göstergesi olduğunu anlatan Bonjur, hayvan yetiştiricilerinin ve hele âdeta üreticilerin desteklenmesi gerektiğini bildirdi. Günaydın, ”Desteklerin sıradan üreticiye değil üstelik iri üreticilere yarayacak şekilde organize edilmesi tekme ölçün yaratıyor. Şayet siz banal işletmelerde hayvancılığı bitirirseniz, Türkiye gibi hızla büyüyen diri benzeri ülkede nüfusunuzu doyuramazsınız, bu insanları ahırda ve tarlada tutamazsınız” diyerek konuştu. -”ET ÜRETİMİ DÜŞÜYOR”- Günaydın, efsanevi varlığının düşmesine paralel kendisine al et üretiminin de düştüğünü vurgulayarak, 20 sene önceki 500 bin ton olan al cilt üretiminin sabık yıl 412 bin tona gerilediğini ve bunun üzüntü verici olduğunu belirtti. Gökhan Bonjur, şunları kaydetti: ”72,5 milyon yaşama 412 bin ton al cilt tüketiyor. Bunun üstelik kişi başına hemen yılda 7 kilogram kırmızı vücut düşeceği anlamına geliyor. Oysaki Avrupa ülkeleri ortalaması ise adam başı 75 kilo. kişi başına düşen 7 kilogram et tüketimi proteine ilişkin stabil beslenmenin geriye gitmesine illet oluyor. Antrparantez vatandaşlarımızda kendini geliştirmesi ve düşünsel kapasitesini geliştirmesi itibarıyla bunaltıcı sorunlara misil açıyor. Az dışından hayvan getirmekte hayvancılığın sorunlarını çözmüyor. Çünkü Türkiye hayvan popülasyonunu artırmaya çalışmıyor. Bu alanda çalışmalar yapılmalı. Deminden karkas deri ithalatına bile müsaade veriliyor. Bunun üstelik fiyatları zir çekmediğini, tüketici amacıyla faydalı sonuçlar üretmediğini görüyoruz.” Bonjur, evcil üretimle fast-food zincirlerine cilt realizasyon eden şirketlerde, hem hayvan hastalıkları zımnında hem da itici zincirin kırılmasıyla salmonella ve listeria bakterileri sorunu doğduğunu anlatım ederek, ”Acaba az dışından ithal edilecek karkas etlerde tıpkı dava yaşanmayacak mı? Bu nedenle cilt ithalatının hoppadak soylu erki boyutuyla değil, insan sağlığı boyutu açısından birlikte çok cesim olduğu unutulmamalı” dedi. Gökhan Günaydın, Türkiye’nin hem hayvancılık ekonomisini ayağa kaldıran hem dahi bakanlığın gıda denetimlerini yaygınlaştıran anlayışa ihtiyacının bulunduğunu dahi sözlerine ekledi.