Mars’ta su bulunmasından yüzyılın deneyi olarak adlandırılan Iri Hadron Çarpıştırıcısına, Eris cüce gezegeninin ortaya çıkartılmasından klonlamaya, haber dünyasının sonuç 10 yılda kaydettiği ilerlemeler tıpkısı balaban fen atılımının adımları sayılabilir. Zira bu ilmî zaferler sebebiyle hangi Acun ne da üzerindeki yaşam eskisi kabilinden olacak. İşte sonuç 10 yıla damgasını vuran bükülme niteliğindeki bilimsel sezinleme ve gelişmeler: 1. BÜYÜK HADRON ÇARPIŞTIRICISI Yüzyılın genişlik büyük deneyi namına akseptans edilen 10 milyar dolarlık araştırmada, Büyük Hadron Çarpıştırıcısıyla, 14 bilyon sene ilk evrenin doğumuna defa açtığına inanılan Şişman Patlama ortamının yaratılması amaçlanıyor. İsviçre’nin Cenevre kentindeki aykırı tünelinde yapılan deneyde sabık sene ilk defa çalıştırılan atom çarpıştırıcısı, tıpkı ton helyumun tünele sızmasına sefer açan hareketlilik bağlantısı arızası yüzünden kapatıldı. Bu yılın sonlarında yapılan ve ati yıl yapılacak ana çarpıştırma operasyonunun provası namına görülen “Saten” adlı deneyde ise 1,18 trilyon elektrot volt gücünde, karşı yönlerde kat kayran iki elektron ışınının çarpışmayı doğurduğu açıklandı. Çarpıştırıcının katedral büyüklüğündeki dev odasında bulunan belli başlı dört detektörden biri, önceki yüksek enerjili parçacık çarpışmasını acun rekoru kendisine kaydetti. Çarpıştırıcının enerjisi aşama hamle artırılmaya devam edecek. Tecrübe sırasında tünel boyunca ayrı yönlerde iki partikül huzmesi veriliyor. Işın demetleri ayrı istikametlerde, çırağ hızına mail tıpkısı hızla halka şeklindeki tünelde kat alıyor. Proton ışınlarının birbiriyle nazik ayrımsız enerjiyle çarpışmasının peşi sıra haber adamları, kozmosun doğasını kavramaya yarayacak bakir parçacıklar görmeyi umuyor. 2. KÖK HÜCREDE BALABAN DEVRİM Japon âlim Şinya Yamanaka, Son Teşrin 2007’birlikte, adam embriyosu kullanmadan üs hücre üretilebileceğini kanıtlayarak bilgelik dünyasının kanını donduracak aynı atılıma imza attı. Yamanaka, Kyoto Üniversitesi laboratuvarında, herif embriyosu kullanmadan hakikat hücre üretilebileceğini, farelerden alınan kap hücreleri üzerinde kalıtım bilimi oynama yaparak gösterdi. Araştırmayla elde edilen kök hücrenin kayırıcı embriyosu kullanılmadan üretilmesi, soy hücre çalışmalarına müsaade vermeyen çevreleri erinçsiz etmeyecek olması nedeniyle da büyük ehemmiyet taşıyor. Ezcümle iPS olarak adlandırılan, yıpranmamış geliştirilmiş üs hücre tipi, makro ten hücrelerine dört geniş yerleştirerek ortaya çıkardı. Vücuttaki 220 göze tipinden herhangi birinin sayısız kopyasını tekvin yeteneğine ehil embriyonik asil hücreler kabil davranmaya başlayan iPS hücreleri, hastanın zat muhteşem hücrelerinden türetildiği üzere muafiyet sistemi yoluyla reddedilme riski taşımıyor. iPS hücreleri, embriyolardan türetilmediğinden iri bire bir aktöresel ve dini soruna el açmıyor. 3. BELLEK GÜCÜYLE MEKANİK AKINTI Beynin kızgın,tasını çıkarma yolunda serencam on yılda atılmış dev adımların başında, bedenî hareketlerin kontrolü sırasında beyinde oluaşn elektromanyetik akımları tayin edebişmekti. Nort Carolina Üniversitesinden bilimciler, bir maymunun beynine anlaşılan noktalara yerleştirdikleri elektrotlarla bu ruh komutşarı bilgisayara taşımayı ve maymunun benzeri mekanik kolu akim ettirmesini sağlamayı başardı. Bu tecrübe ayrımlı üniversitelerce tekrarlandı ve geliştirildi. Serencam gelinen noktada İtalyan bilimciler, 2 Mabeyin 2009dahi kamuoyuna sergiledikleri sistemle, kolunu aynı trafik kazasında kaybetmiş benzeri insanın sinirlerine sınırlanmış mekanik tıpkı kolu debi ettirmesini sağlayabildi. Asap sistemindeki bu gelişmeler, çok da ırak olmayan tıpkısı gelecekte, uzuvlarını kaybetmiş veya nüzullü hastaların hayatını oldukça kolaylaştıracak robotik protezler geliştirilmesine imkân sağlayacak. 4. CÜCE SEYYARE ERİS Tanımı üzerine gökbilimcileri ikiye ayıran ve yer böylelikle “cüce planet” sınıfında yer almasına karar verilen Eris, 2005 yılında keşfedildi. Eris, keşfinden ahir geçmiş yılında ruz sisteminin 10. gezegeni olarak anılırken, Arsıulusal Yıldız Bilimi Birliğinin gezegen tanımını yayımlamasının arkası sıra “cüce planet” sınıfına sokuldu. Buzullarla kaplı gezegenin yeni statüsü, kendisinden henüz âdeta olan Plüton’un bile “cüce gezegen” kabul edilmesine kere açtı ve gündüz sistemindeki seyyare sayısı Astronomi Birliğinin kararıyla 8’e düşürüldü. Keşfedilen gezegene, tanımı üzerindeki tartışmalar nedeniyle, mitolojide uğraş ve nifak tanrıçası kendisine bildik Eris’in adı akla yatkın görüldü. Plüton’dan kestirmece 115 kilometre daha geniş olan Eris, devir sistemindeki genişlik uzak planet namına biliniyor. Eris’in güneşten uzaklığı 14,5 milyar kilometreyi buluyor. 2005 yılında yapılan gözlemlerde Eris’in bir bile uydusu bulunduğu keşfedildi ve bu uyduya Dysnomia adı verildi. Eris’in yörüngesi, Ruz sistemindeki gayrı gezegenlerin yörüngesel düzlemine 45 evre meyilli konumda bulunuyor. Bu meyil yüzünden 2005 yılına büyüklüğünde gözlerden ırak kaldığı düşünülen Eris, Gündüz’in çevresindeki turunu 560 yılda tamamlıyor. 5. 7 MİLYON YILLIK KAFATASI Afrika’nın Çad çöllerinde 2001 yılında mevcut ve 6-7 milyon almanak olduğu hesap edilen kafa içi, insanoğlunun atasına dayalı tartışmaların merkezi haline geldi. Toumai adı sunulan kafatasını bulan Michel Brunet liderliğindeki Poitiers Üniversitesi ekibi, kafatasının bir insansıya, insanların atasına ait olduğunu duyurdu. Bilgelik dünyasında bu görüşe alın çıkanlar birlikte oldu. Bire Bir kısım âlim, kafatasını, maymunlarla herif arasındaki zayi bölüt olarak akseptans ederken, bir farklı hizip bunun bir gorile ait olduğu tezini savundu. Soyağacında halen belirsiz aynı yere erbap olan Toumai’nin karakteristik özelliklerinde hem herif, hem de maymunla bağlantılar kuruldu, fakat halen nihai benzeri sonuca varılamadı. Ara Sıra bili adamları, kâin kafatasından yola çıkarak, insansıların 7 milyon yıl iki kadem üstünde yürüdüğü iddiasını de ortaya attı. 6. TARIH SİSTEMİNİN DIŞINDAKİ GEZEGENLER Evrende boydak olmadığımızı ispatlamaya yönelik araştırmaların mihrak noktasında mevcut gündüz sisteminin dışındaki gezegenlere ilgilendiren keşiflerin tarihi, 1990’lı yılların başlarına dayanıyor. Bu yıllarda, çağ sisteminin dışında keşfedilen gezegen sayısı bir tane haneli sayılarla gösterilirken, 2000 yılında 20 büyüklüğünde gezegen elan bulundu ve bu nüsha son 10 yılda yüzlerce kendisine anılmaya başladı. Dünyaya trilyonlarca kilometre uzaklıkta bulunan gâh gezegenlerin teleskoplarla fotoğrafları çekilebildi. Keşfedilen 400’den çok gezegenin balaban bölümünün, Erendiz ve Sekendiz üzere devasa doğal gaz gezegeni olduğu açıklanırken gökbilimciler çalışmalarını, yaşam izine rastlayabileceklerini düşündükleri Acun benzeri gezegenler üzerinde yoğunlaştırdı. 7. KOPYALAMA Kopyalama çağı, 1997 yılında önce memelinin, Dolly adı sunulan bire bir koyunun klonlanmasıyla başladı. Dolly’i 2000 yılında ayrımsız maymun izleme etti ve dünyanın değişik yerlerinde birçok araştırman, bu iki söz gelişi arkası sıra atlama beygiri, kelek ve kedi üzere birçok efsanevi türünü klonlamayı başardı. 2001 yılında Güney Asya öküzü, 2009 yılında ise ayrımsız deve ile bir bizon klonlandı. 8. MARS’TA AKARSU BULUNMASI Altın Planet Mars’ta akarsu bulunduğu iddiası doğrulandı. NASA, feza aracı Phoenix’in, suyun varlığını kanıtlamakla kalmadığını, suya birlik ettiğini açıkladı. Mayıs ayından bu yana Mars’ın yüzeyini, mekanik kolunu kürek adına kullanarak inceleyen robotun, gezegenin daha önceki çözümleme edilmemiş bölgesinde suyla karşılaştığı belirtildi. 9. MİCRO-RNA İlk yol 1993 yılında keşfedilen, ancak adını 2001 yılında düz microRNA’lar, sağlık ile çor ortada mehabetli benzeri rolü bulunan genetik harf parçacıklarından oluşuyor. Genin elbette çalıştığını taharri eden hücrelerin düzenli çalışması amacıyla ihtiyaç duyulan dengenin sağlanmasına havari olan bu parçacıklar işlevini kaybettiğinde hastalıklar ortaya çıkıyor. MicroRNA’ların bu nedenle yıpranmamış ilaçların keşfinde çok balaban önemi bulunduğuna inanılıyor. 10. GENOM ZOOLOJI BAHÇESİ Uluslararası benzeri emek olan Genom Hayvanat Bahçesi projesiyle, aynı organizmanın DNA’sında mukayyet genetik bilgilerin tamamına ulaşılmasında maliyetin düşürülmesi amaçlanıyor. 635 milyon avroya ve 10 almanak tıpkısı çalışmaya mülk olan proje, hücrelerin lacerem çalıştığının ortaya çıkarılmasına ve hastalıkların sayımsız metotla araştırılmasına katkıda bulunuyor. Malumat adamları, Genom 10K adı sunulan Genom Hayvanat Bahçesini yaratarak, 10 bin omurgalı türün mukayyet kalıtım bilimi bilgilerinin tamamına ulaşmayı amaçlıyor.