MUAMMA FİNANSÇILAR…

İstanbul, Uzun’te iki-üç katlı ölçüsüz ayrımsız villa. Dışarıdan bakıldığında benzeri finans kuruluşundan çok reklam ajansını çağrıştırıyor fakat içeriye girildiğinde “saymanlık” ve “kambiyo” tabelasının bulunduğu bankolar görülüyor. Mızıka elbiseli, kravatlı 10-15 çalışanın bire bir banka şubesi çalışanlarından farkı namevcut. Bura bire bir ikrazat şirketi. Yani, Hazne’den aldığı yetki belgesine binaen, belli tıpkısı mülk veya gelişigüzel bedel karşılığı borç mal veren yapılış. Levent’teki manzara hakeza, fakat ikrazatçılar dendiğinde ortaya çıkan görüntü homojen değil. Aynı sanayi sitesi içerisinde kapısında korumaların bulunduğu benzeri dairede bakım vereni birlikte var, dışarıya resim koymaktan kaçınanı bile, bundan hiç çekinmeyeni de… Toptan ekonomik kriz derinleştikçe bankaların kredilerde frene basmasıyla doğan aralık, takanak arayanlar amacıyla değişik kanalları gündeme getiriyor. Bunlardan biri de ikrazatçılar. 1980’li yıllarda iare dünyalık kabul etme ve ödeme işlemlerini teftiş altına almak amacıyla çıkarılan yasa sonrasında doğan ikrazatçılar, ana namına çek veya tutu karşılığı itimat kullandırıyor. 1990’lı yılların başında 85 civarında ikrazatçı faaliyet gösterirken zaman Türkiye’de 19’u İstanbul, 6’sı Ankara’da almak üzere 30 ikrazatçı mevcut. Kaynak Müsteşarlığı’nın verdiği bilgiye bakarak, 1998 yılı kasım ayından beri kullanılmamış ikrazatçılık zindelik izni verilmedi. Bugüne kadar yapılan denetimler sonucunda kurallara makul debi etmemeleri dolayısıyla 17 ikrazatçının izin belgesi ise halel edildi. İkrazat üzerine bildirme koca tartışmalardan birisi, uyguladıkları ürem oranları. Piyasada maaş yüzdelik 8 civarı faiz uyguladıkları konuşulurken, 1997 yılından bu yana ikrazatçılık eden Sebep İkrazat’ın sahibi Ali Eksiksizlik Saika, kullandırdıkları kredilere aylık yüzde 3 civarında Faiz uyguladıklarını söylüyor. Yıldırım’a göre bunun üstünde ayrıca yüzdelik 10’lar civarında faizi ise resmi olmayanlar (tefeciler) uyguluyor. Bu dönemde (Aile kocaoğlan) ikrazat firmalarının maaş yüzde 3-5 ortada değişen ürem oranları uyguladıklarını tamlayan Ayvaz Mal Umumi Müdürü Emre Urcan de başka resmi muamelat yapanların aylık yüzdelik 8’lerin çokça üzerine çıktıklarına ilgi çekiyor. Urcan, genellikle öz parası olmayıp birlikte bankalardan cesaret kullanarak ikrazatçılık yapanların erdemli faizle çalıştıklarını vurguluyor. Azamet, banka sigorta muameleleri vergisinin yanında ikrazatçıların kullandırdığı kredilerden mühür vergisi dahi alıyor. Zımnında faizin beraberinde bu rüsum, tapu harçları, gayrimenkul ekspertiz ücreti ve anlaşma gideri kabilinden masarif de güven kullanan yahut çek kırdıran kişiden alınıyor. Bunlarla ilişik rakamsal vukuf atfetmek ise cins değil, çünkü işin yapısına, gayrimenkulün hesabına göre mütebeddil fiyatlar uygulanıyor. İkrazatçılar genellikle 3-5 kamer vadeli çekler yahut gelişmemiş vadeli emniyet kullandırmayı yeğleme ediyor. Ancak şimdilerde gazetelere ilan veren Ağırbaş İkrazat, 7 yıla kadar mahiye yüzdelik 1,98 faiz oranıyla emniyet vereceğini duyuruyor. Ağırbaş İkrazat Yöneticisi Bahir Ağırbaş, bu oranın kemiksiz faizi içerdiğini özge giderleri kapsamadığını belirterek, bu oranlarda yurt teminatı karşılığı cesaret kullandırdıklarının altını çiziyor. İlginç tıpkısı bekçi, ikrazat şirketinin babadan oğula/kıza yahut kişiden kişiye devredilememesi. Hazne izin belgesini yemeden içmeden şahsa veriyor. Belge kişiye ilişik olduğu için ikrazat belgesi bulunan kişinin ölümü durumunda varislerine piyasadaki kredileri toparlamaları yahut çekleri öğrenim etmeleri için aynı almanak süre veriliyor, bu süre dolduğunda doküman tağyir ediliyor. Temel kişilere sunulan ikrazatçılık izni için minimum 1,5 milyon lira nakdi resülmal şartı aranıyor. “Ego mimarım, mortgage şirketi bina etmek istedik ancak 1996 yılında kanuncu anlamda böyle bire bir iştirak bina etmek türlü değildi. (Türkiye’de mortgage kanunu 2007 yılında yasalaştı.) Bu nedenle Hazine buna arz andıran işin ikrazatçılık olduğunu söyledi. Tığ bu işe böyle başladık” diyen Deniz Ağırbaş, ikrazatçılık sisteminin kavisli kurgulandığını ve sistemin değişmesi gerektiğini savunuyor. Bu işin şirketleşmesi gerektiğini tamlayan Ağırbaş, “Haddizatında kabuğumuzu kırdık. Paf takımı yerine burada yetiştik ve tıpkı dip kademeye geçmemiz lazım. Ağırbaş İkrazat adına kurulduğumuz günden bugüne kadar 1663 kişiye emniyet verdik. Şu anda anlamsız el altında 525 müşterimiz var” diyor ve ekliyor: “Tek şubeyle bunu yapabildik. Eğer şubeleşebilseydik daha nazik hacimlerde iş ika şansımız olurdu.” 2010 yılında yasalaşması muhtemel Türk Ticaret Kanunu kapsamında yegâne kişilik laedri şirketlerin önünün açılması bekleniyor. İkrazatçılar, bu durumda Hazne’nin bile kendilerine ayrımsız imkanı tanımasını ve bu işi elan kurumsal aynı yapıda temdit olanağına kavuşmayı bekliyor. Devletin ikrazatçılara üvey evlat muamelesi yaptığını istikbal süren İkrazatçıların Erkek Para Genel Müdürü Emre Urcan, “Diğer meşru doğmuş çocuk gibiyiz. Atsan atılmaz, satsan satılmaz, sonunda çocuğum diye bakıyor fakat bu çocuk sonsuz itilip kakılan durumda. O bala ağzıyla kuş tutsa da farklı kollar üzere hücre giren akman bala olamaz” diyor. Urcan, bu sorunların etkisiyle faktoring şirketi dayamak için girişimlerde bulunduklarını ve işi o tarafa taşıma niyetinde olduklarını ekliyor. Emre Urcan üzere bir lahzada seçme ikrazatçı, devletin kendilerine üvey evlat muamelesi yaptığından yakınıyor. Hazne’den aldıkları izinlerle çalışmalarına ve Hazne’ye etraflı bilgelik vermelerine, Maliye Bakanlığı’nın denetimlerine çıplak olmalarına rağmen “faizci” damgası yemekten kurtulamıyorlar. İsminin açıklanmasını istemeyen Hat Bankası’nın çarkıt başkanlarından biri da devletin illegal olan bu işleri yasal alana dercetmek için ikrazatçılık müessesesini ortaya çıkardığını ancak bunun başarılamadığını ve “kanuncu tefecilik” kadar benzeri durumun doğduğunu ati sürüyor. Kezalik Bankacılık Düzenleme ve Bakı Kurumu Başkanı Tevfik Bilim Adamı da yaptığı bire bir açıklamada vatandaşları ikrazatçılar üzerine uyarmıştı. “Ben faizci değilim. Eğer ben tefeciysem devlet elbette oluyor birlikte kanunen yanlışlık sayılan bu işi yıllardır Kaynak’den yetkilendirilmiş kanuni tıpkısı şekilde yapmamı sağlıyor” diyerek başkaldırma ediyor adının açıklanmasını istemeyen ayrımsız ikrazatçı. Devletin evet ikrazatçıların faktoringe geçmesine cevaz vermesi veya anonim şirkete çevirerek bu işin eşhas üzerinden yapılmasına serencam vermesi gerektiğini savunan Ulu Kemal Saika birlikte “‘Yasal faizcilik’ bittabi oluyor?” diyerek soruyor. “İkrazatçılık bu haliyle sürdürüldüğü zaman tefeciliğin hep suçlusu tığ oluyoruz. Ego devlete diyorum kim bana elan kurumsal himmet olanağı ver, bunu vermiyorsan bu sistemi ortadan kaldır. Ayrıksı aynı ifadeyle kerem ya bu işi kurumsal anlamda bir göz haline getirmeli ya dahi hakeza bir sistemi ortadan kaldırmalı. Çıktı faizcilik sembolü haline gelmekten sıkıldık. Zira ego kimseye zorla servet vermiyorum, yasalara akıllıca tıpkı şekilde çalışıp, vergimi veriyorum” diyen Sebep, bu sene faaliyetlerini eğreti yerine durdurma kararı aldığını, lüzumlu adımların atılmaması halinde ise zorunlu namına faaliyetlerini durduracağını söylüyor. Herhangi Bir hangi büyüklüğünde Hazne’den izinle da çalışsalar, zamanında dahi bugün birlikte gâh ikrazatçıların faizcilik yaptığı aşina tıpkı nesep. Harbiden ikrazatçılar sermayeli tutarında yüreklilik kullandırma iznine erbap. Oysaki, Hazine’ye bildirilen rakamlara göre 5 milyon lira sermayesi olan ayrımsız dirilik tıpkısı yılda 80 milyon liranın üzerinde bire bir iş hacmine ulaşıyor. Hakeza benzeri kişinin ikrazatçılık yapmadığını, dışardan üs sağlayarak kanuni sıfır ayrımsız iş yaptığını akseptans fail Yıldırım üstelik kamu yönetiminin bu zümre diğer resmi uygulamalara girenlere alın tedbir alması gerektiğinin altını çiziyor. Hazne Müsteşarlığı’ndan alınan bilgilere bakarak, ikrazatçıların 2005 yılında 222,4 milyon liralık olan prosedür hacmi 2007 yılında 418,5 milyon liraya imdi. Daha 2008 rakamları açıklanmazken, büro yetkilileri sabık yıl sonu itibariyle rakamın 500-600 milyon liraya çıktığını adisyon ediyor. Tamam kimler ikrazatçılardan mal alıyor? temas banka, şirketlerden; vergi dairesi onaylı bilanço, dirimsel tablosu, ticaret ve sanayi odası taşıt tablosu, sair bankalardaki limit ve inanca bilgileri kabil çok sayıda belge isterken, ikrazatçılar bu belgeleri genellikle istemiyor. Birçok ikrazatçı algı levhası fotokopisi, ikametgah üzere birkaç belge ile müşterilerine güven açıyor. Ayrıca birçok ikrazatçı amacıyla ayrıksı Banka veya mal kurumlarına olan borcun ve bunun ödenip ödenmemesinin üstelik benzeri önemi yok. Bunun yanında bankalara bakarak çok elan bodur zamanda kredilendirme yapabilmeleri ikrazatçılara ilginin artmasına neden oluyor. Bu anlamda muhtelif nedenlerle bankalardan itimat alamayanlar ikrazatçıların kapısını çalıyor. Benzeri ikrazatçı, 19 yaşından 86 yaşına büyüklüğünde değme kesimden müşterilerinin olduğunu, bunlar içerisinde vezneci şube müdürü birlikte olduğunun altını çiziyor. Global krizin etkilerinin tüvana benzeri şekilde hissedildiği bugünlerde bankaların frene basması dolayısıyla bir nice kimsenin yolu yeniden ikrazatçılara düşüyor. Gayrı yandan ikrazatçılar bu dönemde hisse senedi yapamamaktan şikayetçi. “Bankacılar da işlerimizin arttığını sanıyor. Oysa akse dönemlerinde bereketli alıcı talebi gelmiyor. Irade artıyor ancak ongun azrail gelmediği üzere hareket hacmimiz düşüyor” diyen Bahir Ağırbaş şunları söylüyor: “Zaman verdiğimiz ilanın etkisiyle 300 emanet bizi ararken biz bunlar içerisinde hoppadak 15 birey ile görüşmeyi tercih ettik. Yani gerisiyle musahabe gereği birlikte duymadık. Bu 15 gönül ortamında bile kaç tanesiyle çalışabiliriz, görüşüp inceleyeceğiz.” Emre Urcan da kriz dönemlerinde aynı arzu patlaması yaşadıklarını doğruluyor ancak muamelat sayılarının düştüğünü şöyle anlatıyor: “Elan geçmiş 10 talepten 5’ine iş yaparken, zaman 30 talepten fakat 4’üyle gelişim yapabiliyoruz. Andıran arkadaşlarım bile ‘İşlerin arttı şanslısın’ diyor amma düğümlü iştirak çok olduğu üzere biz birlikte gelen herkesle gelişim yapmıyoruz.” Kısacası, ikrazatçıların şikayeti çokça. Fakat ikrazata dair tartışmalar da daha ince süre devam edeceğe benziyor. İkrazatçılar elbet çalışıyor? Elinde 100 bin teklik 3 ay vadeli azrail üzüntü mevcut birinin lahzada paraya ihtiyacı olduğunu varsayalım. Bu gönül elindeki çekle benzeri ikrazatçıya gidip bu çek karşılığında efektif alabilir. “Çek indirim” işlemi yerine tanımlanan bu aksiyon ikrazatçıların birincil işini oluşturuyor. İkrazatçı aldığı çek üzerinden vadesine bakarak değişse birlikte aylık yüzdelik 8’lere kadar vasıl oranlarda faizi kestikten sonradan bahis konusu kişiye parayı akçe ödüyor. Bir işi yani çek nakız işini, bilindiği kabil faktoringciler birlikte yapıyor, fakat faktoringin iş yapabilmesi üzere çekin karşılığında tıpkısı faturanın olması şartı aranıyor. Meğer ikrazatçı şahsa fatura kesebildiği üzere faturasız de iş yapabiliyor. Benzeri benzer üzerinden gidersek çek 3 ay vadeli olduğu amacıyla ikrazatçı kestirmece 3 ay üzere 15-25 teklik civarında bir göz yapıp köylü kalanını müşterisine müstacelen ödeyebiliyor. İkrazatçılar çek kırmanın yanında taşınmazlar ipoteği karşılığı da kredi veriyor. Gene paraya ihtiyacı olan tıpkısı dirilik sahibi olduğu tıpkısı gayrimenkulü tutu göstererek ikrazatçılardan mal sağlayabiliyor. İkrazatçıları banka veya gayrı Mal kurumlarından ayıran yer koca ayırt ise vakit kaybetmeden sermayeleri oranında güven verebilmeleri. Yani ikrazatçılar tevdiat yahut yüreklilik aracılığıyla mahiyet sağlayıp bunu güven yerine fesih yetkisine cemaat değil. FORTUNE TÜRKİYE Dergisi’nin mart sayısından alınmıştır

Share: