Fiziksel ve psikoloji sağlığın korunmasında akla yatkın ve ehliyetli tagaddi ile hekim kontrolünde vitamin desteğinin balaban olduğunu söyleyen Ankara Üniversitesi (AÜ) Tababet Fakültesi Tıbbi Biyokimya Anne Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aslıhan Yavuz yaptığı açıklamada, hastalanmadan önceki tedbir alarak üst direncinin artırılması gerektiğini vurguladı.

Iç florasının üstelik çor gelişiminde çalışkan olduğunun altını çizen Yavuz, “Bağırsaklar metin ve bitey zihayat ise bağışıklık sistemi de güçlüdür ve can hastalıklara karşı dirençlidir.” diye niteleyerek konuştu.

Gürbüz, bağırsakların “ikinci kanı” namına tanımlandığını dile getirdi. Bağırsaklarla us beyninde güçlü tıpkısı sinirsel apışlık olduğunu nâkil Yavuz, hastalık gelişiminin engellenmesinde ve bağışıklığın güçlendirilmesinde uzvi beslenmenin beraberinde hekim kontrolünde vitamin ve probiyotik takviyesinin çalışkan olduğunu bildirdi.

Prof. Dr. Yavuz, toptan salgında da hastalıktan dehalet ve Kovid-19’u daha belli belirsiz geçirmede bağışıklık sisteminin güçlülüğünün sunma büyük avantaj olduğunu söyledi.

Bir Nice virüs ve bakteri kaynaklı enfeksiyonlarda tagaddi ve bağışıklığın haddinden fazla yakından münasebetli olduğunu dile getiren Gürbüz, “Bakterilere cebin antibiyotik üretilip savaşılmaktadır amma virüslere alın çarpışma haddinden fazla daha ayrımlı olmalıdır. Bu noktada bile yer tüvana zırh bağışıklık sistemidir. Çünkü virüsler mutasyonlara uğruyor ve değişik maskelerle karşımıza gelebiliyor” diye konuştu.

Yavuz, bağışıklık sisteminin kuvvetlendirilmesinde D vitamini desteğinin ehemmiyet taşıdığını aktararak, şu bilgileri verdi:

“D vitamini, mızrap sağlığı amacıyla lüzumlu olduğu bilinirken demin bunun vitaminden öte hormon olduğunu kabul ediyoruz. Göze ortamında genetik şifrenin saklı olduğu bölgeye tartı edebilen tıpkı vitamin olan D vitamini, muafiyet sistemini üstelik arama edici, ayarlayıcı bire bir fonksiyona sahiptir.

Ehliyetli D vitaminin güneşlenme ile alınması tam değil. Çünkü yaşanılan coğrafya, tul derecesi, enlem, ışınların vürut açısı, D vitamini sentezi üzerinde etkilidir. Besinlerle yeteri büyüklüğünde D vitamini alınamamaktadır. Zira çoğu eşya sektöründe makbul kimyasallarla rızık içerikleri zayıfladı. Bu nedenle D vitamini takviyesi haricen gönüllenmek durumundadır.”

D vitaminin K2 ile alay malay alınması gerektiğini belirten Gürbüz, “D vitaminin canlı formu D3’tür ve D3, K2 denilen formlar mevcuttur. Tam etki alınabilmesi amacıyla D3 vitamini ile K2’nin birlikte ve doktor vasıtasıyla belirlenen dozda kullanılması gerekmektedir.” uyarısında bulundu.

Prof. Dr. Yavuz, kişilerin vitamin takviyesi öncesinde soluk değerlerine baktırması gerektiğine dikkati çekerek, hele kış aylarından çıkıldığı üzere D vitamini eksikliğinin söz konusu olabileceğini söyledi.

Bunun beraberinde muafiyet sisteminin kuvvetlendirilmesi için bu vitaminlerin süt, peynir, yumurtadan alınabileceğini tamlayan Gürbüz, fakat bu ürünlerin katiyen organik olması gerektiğine belen etti.

Yavuz, hamilelik öncesinde temel adayının yeterli D vitamini almasının bebeğinin sağlığı için de önem taşıdığını vurgulayarak, “Bu üzere nedenlerle okul çağı, adolesan gruplarda, gençlerde, kâmil ve yaşlılarda D3, K2 vitamini kullanılmalı.” dedi.

Bağırsaklarda sağlam bire bir bariyer olmadığında toksinlerin vücuda geçebildiğine bel fail Yavuz, “Zımnında bağışıklığın güçlendirilmesi için floranın zenginleştirilmesi geçişsiz. Bunun üzere aile yapımı yoğurt, kefir, aygın baygın, hâlsiz suyu içilebilir, sarımsak, sirke tüketilebilir. Lifli besinler alınmalı. Mevsiminde taze göveri ve ürün tüketilmeli.” dedi.

Yavuz, alelhusus Kovid-19 salgını sürecinde haricen C vitaminine desteğinin dahi önem taşıdığını dile getirerek, “Bizim defans sistemimizde akyuvarlar mikroplarla savaşırken, toksikoksidan maddeler ortaya çıkıyor. C vitaminin aynı zamanda antioksidan etkisi var.” diye niteleyerek konuştu.

Doktor kontrolünde C vitamini takviyesini öneren Gürbüz, “Özellikle viral enfeksiyonların olduğu bugünlerde C vitamini takviyesine ihtiyaç var. Pandemi dönemlerinde ancak dışında hastanelerde özellikle vahim bakım hastaları, güneşten yararlanması için dışarı çıkarıldı ve erdemli düze D vitamini verildi. Araştırmalarla, D vitamini düzeyi belli benzeri seviyenin üzerinde olanlarda vahim bakıma giriş yüzdesinin oldukça düşük olduğu saptandı.” ifadelerini kullandı.

Yavuz, bunların dışında iç florasını bozan zararlı mikropların sayısını zait ürünlerden uzak durulması gerektiğini tabir ederek, “Bunlar bile tatlandırıcılar, paketli gıdalar, faziletli glikoz muhtevalı besinler, şekerden erdemli beslenme, fazla karbonhidrat tüketimi, ateş karakterli bakteri sayısını artırıyor.” dedi.