Karantina virüs ‘değişim geçirmesin’ diye

Virüsleri kullanarak vücuttaki “Natural Killer” yani “doğal öldürücü hücrelerin” genetiğini değiştirip hemen amansız hastalık hücrelerine saldıracak arkaç getiren, bu yolla bile tümörlerin muafiyet sisteminin kendisi vasıtasıyla yok edilmesini hedefleyen Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Dirim Bilimi ve Genetik Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Tolga Sütlü, bu şekilde metanetli çokça kanser türüne alın otama geliştirmeyi amaçlıyor.

“Kanser immünoterapisi” alanında yürüttüğü çalışmaları TÜBİTAK eliyle birlikte desteklenen Dr. Tolga Sütlü, çalışmalarında virüsleri ‘tıpkısı açacak olarak’ sıkça kullanıyor. Dr. Sağmal, serencam günlerde dünyanın gündeminden düşmeyen yıpranmamış soy koronavirüs “Covid-19” ile ilgili da şu uyarılarda bulundu:

“Bu eskimemiş koronavirüs’ün bu kadar hızlı yayılmasının sebeplerinden biri, henüz belirti de başlamadan, yani gurk döneminde üstelik buluşabilme özelliği. Virüsler, fakat konaklar (herif, efsanevi vb) üstünde kendilerini değiştirebildikleri için ne kadar çokça yayılırsa o kadar çabuk ve çok değişinim geçirir. Bu dahi virüsün bakir özellikleriyle, belki daha da güçlenerek karşımıza çıkması demektir. Şu anda kamu dünyadaki varyemez karantina önlemlerinin yeryüzü nazik nedeni bu yayılımın kısıtlanmasıdır. Virüs çokça ölümsek olduğu üzere değil yani. Covid-19 benzeri dirim bilimsel cebe değil. Buna dayalı tek ilmî sav yok. Tıpkısı virüsün gen dizisini çözümlemek cins. ‘İnsan yoluyla’ tıpkısı genetik uymazlık işlenmiş mı beliğ. Beceri bilgisi olan birinin fotomontajlı tıpkı resimdeki değişikliği tespit edebilmesi gibi. Çin’e cebin biyolojik saldırı olsaydı Çin bunu iki günde tayin edip gösterebilirdi.”

‘KATİL’ HÜCRELER KANSERİ TEDAVİ EDECEK

Amansız Hastalık tedavisi üzere araştırmalar yürüten Dr. Tolga Sağmal, muafiyet sistemindeki tabii bayıltan hücrelerin farklı kanserlerdeki tedavi edici etkilerini ortaya çıkarmaya çalıştıklarını anlatarak, “en üst melanom ve sarkoma’daki çalışmalarımız yayınlandı amma temel amacımız metanetli haddinden fazla kanser türüne uygulanabilecek bir otama yetiştirmek. Değişik farklı amansız hastalık türleri üzerinde çalışıyoruz bu nedenle. Amansız Hastalık zaten esasen vücudumuzun içre yabancılaşmış bire bir çatı. Muafiyet sistemi normalde vücuttaki yabancı seçkin yapıyı takkadak fark yazar ona saldırır.  Vücudumuzda herhangi bir dönme mikroskobik düzeyde bir nice tümör gelişir ve muafiyet sistemimiz bunu temizler. Amma kansere yakalanan bireylerde bu mekanizma başarıyla çalışmıyor ve kanser hücreleri başat kuzuluk gelip vücudu ele geçirmeye çalışıyor. İşte biz, muafiyet sistemini kansere karşı tekrar nasıl harekete geçirebiliriz ve tümörü ortadan kaldırmasını sağlayabiliriz, bunun üzere ayrımlı ve kullanılmamış otama yöntemleri geliştirmeye uğraşıyoruz. Bunun amacıyla da virüsleri kullanıyoruz” dedi.

‘BAĞIŞIKLIK HÜCRELERİNİ VİRÜSLERLE MODİFİYE EDİYORUZ’

Dr. Sağılan, muafiyet sisteminin ur hücrelerini metin hücrelerden fark edebilmesi ve doğal öldürücü hücrelerin harekete geçerek tümöre saldırması amacıyla, onlara ara sıra özellikler kazandırmaya çalıştıklarını söyleyerek şöyle açıkladı:

“Bunu da hücreyi genetik namına değiştirerek yapabiliyoruz. Ama bu değişimi hücreye doğrudan engelleme ile tahsis etmek tür değil. Virüsler burada bizim için miftah oluyor. Virüsler normalde dışarıdan hücre içine girer ve burada kendilerini çoğaltarak hızlı hızlı bütün hücrelere yayılabilir. Biz, laboratuvar ortamında hastalık pozitif kamu özelliklerini namevcut yazar güvenli hale getirdiğimiz virüsleri genetiğini üstelik değiştirerek, DNA parçası ekliyoruz ve virüs yoluyla hücreye bu DNA’yı sokmuş oluyoruz. Sonunda hücreye istediğimiz özelliği kazandırmış oluyoruz. Ayrıksı yöntemler üstelik var, söz gelişi nanoparçacıklar ile bunu yapmaya etkin ara sıra yaklaşımlar var. Amma elan bol ve daha çabuk yapabilmek için virüsleri kullanıyoruz.”

BAĞIŞIKLIK HAFIZASINA ALINAN HASTALIK NÜKSETMEYECEK

Cilt kanseri olan melanom’üstelik bu şekilde yaptıkları çalışmada, ur hücreleri üzerinde bulunan spesifik bire bir ur molekülünü tanıyacak “saf bayıltıcı hücreler” geliştirmeyi başardıklarını anlatan Dr. Sağılan sözlerini şöyle tamamladı:

“Bunların üstelik tümörü öldürmekte çok daha bol ve kudretli olduğunu gördük. Bunu hem laboratuvar içinde, hem birlikte efsanevi deneylerinde, fareler üzerinde gösterdik. TÜBİTAK aracılığıyla desteklenen bu projemizde şimdi, Uludağ Üniversitesi’yle bile yaptığmız işbirliği ile önümüzdeki 3-4 yıl süresince melanom hastalarından alınan örnekleri toplayacağız ve laboratuvar zarfında bu örnekler üzerinde bu tedavi yöntemi eli nimetli tıpkı şekilde çalışıyor mu, bunu analiz edeceğiz. Sonuçlarımız olumlu çıkarsa, 5 sene zarfında marazlı denemelerine geçeceğiz. Detaylı vadede dahi hastalar üzerinde uygulanabileceğini düşündüğümüz benzeri otama yetiştirmek uğrunda ilerliyoruz. İmmünoterapi yerine özetleyebileceğimiz bu tedavinin bildirme balaban avantajı, hedefli tedaviler olması. Tıpkı farklı avantajı da hele muafiyet sistemini kullanarak geliştirdiğimiz tedavilerde vücudun bunu hatırlaması. Yani söz misali ayrımsız enfeksiyon geçirdiğinizde ya de telkih olduğunuzda vücudunuz giderek bu etkeni hatırlar ve çor tekrarlasa birlikte üst onunla savaşmayı öğrendiği için, çokça daha olağan atlatırsınız. Tezce derakap seçme kanserde relaps yani nüks çokça kalın yaşanan bir ebat. Söz Gelişi ilik kanseri ya de miyelom hastalarının yüzde 99’unda çor idraksiz dirimlik. Kanserde immünoterapi ile aha bu muafiyet sisteminin bellek özelliği yardımıyla, hastalığın nüksetmesinin önüne geçilebilecek. Zira bağışıklık sistemi, mikroskobik düzeyde eksik son birkaç hücreyi bile tarayarak bulup bulunmayan edebilecek.”

Share: