Benzeri Letonya hikayesi…

Haddinden Fazla sakat zamanlardan birinde dokunaklı bire bir sayı varmış. Yaşlılar daha çok güzel ihtiyarlayıp gelişim yapamaz duruma geldiklerinde ormana götürülür, orada usta hayvanlara bırakılırmış. Sonunda zaten bir iki olan yiyeceklerin, etkin gençlere yetmesi sağlanmaya çalışılırmış. İhtiyarları belli bir yaştan sonra evde burulmak haram olduğundan kimesne buğulanmış esas babasını evde gizleyemez, komşusu görüp ihbar edecek diye niteleyerek korkarmış. İşte bire bir aktarılma yaşlılardan birini oğlu ormana götürüp artırmak istemiş. Şita mevsimiymiş. İhtiyar, mahdum ve siftinlik torun beraberce ormana gitmişler. İhtiyarı bırakmış dönüyorlarmış ki, aşağılık torun oyuncak kızağını dedesinin birlikte unuttuğunu fark etmiş. Babasına dönüp almalarını söylemiş. Babası umursamayınca birlikte : Kızağımı almalıyım, yoksa sen yaşlandığında seni neyle ormana götürüp bırakacağım” demiş. Oğul o zaman anlamış ki, ihtiyar babasının kaderi, yaşlandığında öz kaderi bile olacak. Dönüp babasının ellerini çözmüş. Alıp eve anlayışsız getirmiş. Samanlıkta saklayıp seçme gün ona gizlice kemirmek vermeye başlamış. Ayrımsız müddet sonra köyde hayvanlar ortada tıpkısı çor münteşir. Zooloji birbiri peşinden ölüyormuş. İhtiyar oğluna şöyle demiş: Hastaları iyilerden ayır. Onlara şu, şu otlardan çare hazırla. Sağlıklılara de şöyle şöyle yap. Vale kerkes babasının dediklerini yapmış. Süfli bile onun hayvanları beyninde ahiret yolculuğu azalmış. Çoğu kurtulmuş. Alay geldiğinde gelişigüzel sene olduğu kadar, o sene birlikte köy halkı kurbanlar kesmeye başlamış. İhtiyar oğluna şu öğüdü vermiş: Köyde hayvan haddinden fazla azaldı. Senin bile çok hayvanın namevcut. Bu sene kurban kesme. Kıytırık da birkaç kamer içinde bilcümle köy tarlalarda çalıştırılacak efsanevi sıkıntısı çekmeye başlamış. Ama ihtiyarın öğüdünü dinleyen gencin hayvanı varmış. İlkbahara akıllıca köyde artık atlatmak yapacak tahıl dahi kalmamış. Ama asıl ülkü, tohumluk adına kullanabilecek kadar bile hububat olmamasıymış.Tarlaya hangi serpeceklerini, ati senenin mahsülünü bittabi hazırlayacakları nı bilemiyorlarmış . İhtiyar bu konuda üstelik oğluna ders vermiş: Yavrum, ahırın çatısı samanla doldurulmuştur. Onları kazanç, baştan döv. Oradan tohumluk buğday çıkarabilirsin. Kıç, akbaba babasının dediği üzere yapmış. Köyde tohumluğu olan biricik eş onlar ergin. Bilcümle köy halkı bu gencin afsuncu olduğunu düşünmeye başlamış. Anca evet, herkesin işi keskin giderken, bu evde acayip tıpkı şekilde kötülüklere tıpkı reçete bulunuyormuş. Evi gözlemeye başlamışlar. Böylecene dahi ana anlaşılmış, ihtiyar babanın hala yaşadığı ortaya huruç. Köylüler genci krala şikayet etmiş. Kral geçmiş yasalarını hiçe sayan gence kızmış. Ama olup bitenleri dinledikten sonraları gür ve durumunda benzeri öğüdün haddinden fazla şeyi değiştirebileceğ ini akseptans yazar, ihtiyarlarla ilişkin yeni bire bir kanun çıkarmış. Bundan hakeza ayrıntılar, asıl ve babalarına yaşlılıklarında bakacaklar. Onların gönlünü anlı şanlı tutacaklar. Zira onların maltalık deneyimlerinden herhangi bir devir üzere öğrenebilecekleri şeyler vardır.

Share: