Balıklar da el bile bu iyiliği unutmaz

Müzede mumyalanmış dev köpekbalıklarından orkinoslara, palavra balıklarına varana kadar 500 soy bahir canlısı düzlük alıyor. 11 yaşından beri balıkların beyninde olan Balıkçı Kenan’ı arada bir dev köpekbalıklarının birlikte basına yansıyan fotoğraflarından tanıyoruz. O, kapik balığı avcısı denilince akla mevrut önceki insanoğlu. Geçtiğimiz hafta tekrar 1 titrem ağırlığındaki tıpkı köpekbalığını Gürpınar’daki restoranının önünde sergileyerek adından saraka ettirmeyi başardı. Dev balıklarla gündeme gelmesi ayrımsız yana; onu asıl cesim kılan, kendini denizlere adaması ve ferdî çabaları ile oluşturduğu Deniz Canlıları Müzesi’ne temas dönme yeni bir canlı türü kazandırması. Kenan Balcı’nın 20 yıllık emeğinin ürünü olan müzede vatoz balığından yılan balığına, zehriyle balıkçıların bati rüyası olan balon balığından 200 kiloluk orkinosa, ahtapottan yengeçlere, az dışından mevrut midyelere varana kadar kavi çok bahir ürünü bulunuyor. Haliyle bu kadar deniz mahsulünü toparlamak tek olağan idmansız. Yer edisyon olanı ise 1 dönem üstelik beklese araz özne balığın mumyalanmasıymış. Balcı, türlü türden balıkları 20 yıldır mumyalıyor; fakat önceki 8 almanak emeğinin bütünü boşa gitmiş. Müzenin dünyada apayrı benzeri örneği olmadığı amacıyla balıkların elbette mumyalanacağını kendisi nail olmak zorunda artmış. Tecrübe sürecinde üstelik temas mumyaladığı balık, giderek ya kurtlu evet de ufak bire bir birlik sonucunda kırılıp orijinalliğini yitirmiş. Balcı, ancak 8 yılın böylelikle mumyalamak üzere müstelzim malzemenin ayarını tutturabilmiş. 12 yıldan beri dahi heveskâr mumyalama yapıyor. Üste bu işlemleri yapabilmek üzere soğutucularla donattığı aynı meydan dahi tahsis etmiş. Balıkçı Kenan, eskimemiş yakaladığı köpekbalığının mumyalama işlemlerine birlikte biraz dönem içre başlayacağını söylüyor. Maliyetini soruyoruz, “Kullandığımız malzemenin fazla maliyeti bulunmayan, amma işçiliği çok çok. 1 tonluk köpekbalığını mumyalamak 3 kişinin 2 ayını alıyor. Hem kokmaması hem da balığın şeklinin bozulmaması geçişsiz. O nedenle çok mücahede harcamak gerekiyor. Ego, hele kendim yapmaya çalışıyorum, çünkü bayağı haddinden fazla print hareket ve bayağı kırıcı kokuyor. Tümce tahsis etmek istemiyor zaten.” yanıtını veriyor. Balcı’nın yıllarını kayran bu emeğin sonucunda şu zaman müzede 500 tür bahir ürünü bulunuyor. *** Müzeyi ihdas amacım, namevcut olan balıkları gelecek nesillere taşımak Balıkçı Kenan balıkları mumyalamasının nedenini şöyle açıklıyor: “Ufak yaşlarda başladı benim denize olan tutkum. Denizin zarfında ne olduğu bana giz üzere gelirdi. Bibi dahi öyle. Sistem okuldan çıkıp eve giderdi, ego Kadıköy sahilindeki balıkçıların beraberinde bulurdum kendimi. Param dahi yoktu o zamanlar. Avrat çorabından kepçe yapar ya de terzilik iğnelerini ateşte ısıtıp hile haline getirir balık tutmaya çalışırdım. Oltam olmamasına rağmen günde 3-4 kilo balık tutabilirdim. Hem de hangi balıklar, kılıç, lüfer, kofana… Haddinden Fazla olduğu amacıyla hamsi fiyatına satardık. Şu an onların hiçbiri namevcut. Olsa de ateş pahası filhakika. Balıkların bulunmayan olmaya başladığını ayırt edince, onları ati nesillere lacerem taşırız diye niteleyerek düşündüm. Bilahare birlikte bu müzeyi kurmaya karar verdim. El denizlerde neler olduğunu görsün istiyorum.” Balıkçılar köpekbalığı yararlanmak istemez, çokça riskli Köpekbalıkları balıkçıların buluşmak birlikte istemediği bir balıkmış oysaki. Balıkçı Kenan, köpekbalığının ağlara takılmasının haddinden fazla riskli olduğu söylüyor. Sadece kuyruğunu sallaması ve tekneye vurması de 200 kiloluk şiddet oluşturuyormuş. Bu da teknenin hasar görmesine evet de dengesini kaybetmesine sebep oluyormuş. Balcı, “20 yıl geçmiş çelik halatlı oltalarla dev orkinoslar tutardık. Oltanın ucuna dahi 2,5 kiloluk kofana balığını takardık. Amma bu çokça ağır bir hisse senedi. Zira balık o yemi yuttuktan sonradan tekneyi 60 kilometre çabukça sürükler, sağa sola savurur. Bir vadi benzeri bozuk gitmek zorunda kalırsınız. seçme elverişsizlik olursa diye benzeri emanet teknenin başında elinde kesici aletle bekler. Zira balık o çabucak benzeri gemiye, mendireğe ya birlikte yağız parçasına akilane gidebilir. Öyle durumlarda havza beis görmesin diye niteleyerek polat halat lahzada kesilir, balık azade bırakılır.” şeklinde konuşuyor. *** Denize yaptığım yatırımı karaya yapsaydım şimdikinin 10 zalimce daha büyürdüm Balıkçı Kenan, işini ve denizleri çokça sevdiği üzere yatırımlarını birlikte teknelere, botlara yapmış. Denizi çokça sevdiğini amma ızdırap taraflarının de olduğunu tabir eden Balcı, “Bahir bir nice şeyi bulunmayan ediyor. Rüzgar ve fırtına sırasında tekneniz kıyıdaysa parçalanır. 3 botumuz, 20 metrelik teknelerimiz battı. Benzeri dahi onlarla uğraşması, bakımı haddinden fazla zor. Maliyet gerektiriyor. O yüzden 30 yaşından sonradan yatırımlarımı karaya yapmaya başladım. Daha er başlasaydım, bugünkünün 10 katı büyürdüm. Amma denizleri çokça sevdiğimden ayrılamadım.” diyor. Balıkçı Kenan’ın şu an İstanbul’üstelik Bahçelievler, Bahçeşehir, Yeşilvadi, Beylikdüzü ve Gürpınar’bile 5 şubesi var. DEVIR

Share: