2010’un soylu erki görünümü

Derakap Söyleyelim; daha açıklanmadı ama 2009’un sonuç çeyreğinden tahaccüm sinyalleri geliyor ve bunun 2010 yılına sarkmaması amacıyla tıpkısı bozukluk görünmüyor. Büyüme hangi olabileceğine gelince… Tahminlerimiz, hükümetin yüzdelik 3.5’luk program hedeflerinden az buçuk erdemli. ‘Baz etkisi’nin bile gücüyle nema oranının yüzdelik 4-5 beyninde olabileceğini aritmetik ediyoruz. Orhan Karaca/ Iktisatçı Ekonomide 2009 yılına resesyonda girmiştik. 2010 yılına ise resesyondan derkenar ve büyümeye ahit yapmış bire bir ekonomiyle giriyoruz. Esasında yayınlanan en son milli dirimsel verileri, bibi ekonomide küçülmenin sürdüğünü gösteriyor. Ancak bu veriler 2009’un üçüncü çeyrek dönemine ilişik. Avangart göstergelerden 2009’un dördüncü çeyrek altın döneminde ekonominin baştan büyümeye başladığı sinyalini alıyoruz. Dördüncü çeyrekte başlayan bu büyüme 2010 yılına birlikte sarkacak gibi görünüyor. Bu sadece bizim tahminimiz değil, soylu erki kamuoyunda birlikte beklentiler genelde bu yönde. Yalnız 2010’birlikte büyümenin hangi büyüklüğünde olacağı üzerine beklentilerde az buçuk farklılaşma var. Beklentiler, genelde hükümetin hedefi olan yüzde 3.5’e andıran bir büyümeye bel ediyor. Fakat “temel etkisi”nin gücüyle 2010’de büyümenin daha faziletkâr olabileceğini hesap pusulası edenler birlikte bulunuyor. Bazdan mevrut büyüme Ekonomide 2009’un dördüncü çeyrek döneminde yaşandığını durum ettiğimiz nema, imdi “baz etkisi”yle ilişkin. Bu temel etkisi, 2008’in benzeri döneminde ekonominin üretim hacminin alışılagelen seviyesinin çok altına inmesinden kaynaklanıyor. Hatırlanırsa, o dönemde global ekonomideki finansal kriz tabaka safhaya varmış, bu birlikte acun ticaretinde iri tıpkısı iniş yaratmıştı. Acun ticaretinin çökmesi, bir nice ülkede olduğu gibi, Türkiye’birlikte dahi ekonominin dibe akıllıca yollanmasına öğün açmıştı. Bu çöküşün atlatılması ve ekonominin üretim hacminin normal seviyesine akıllıca yaklaşması halinde, 2009’un bire bir döneminde baştan büyüme yaşanacağı daha o zamandan belliydi. Nitekim gerçekleşme bile değiştirmeden böyle oldu kabil görünüyor. 2009’un dördüncü çeyrek altın döneminde ekonominin yeniden büyümeye başlamasını sağladığını durum ettiğimiz bu temel etkisi, 2010 yılının nazik bölümünde dahi bizimle alay malay olacak. Alelhusus yılın geçmiş çeyreğinde bu temel etkisiyle nema çok faziletli seviyelere çıkacak. Çünkü 2009’un önceki çeyreğinde tutum dibe vurmuş ve yüzde 14.7’lik küçülme yaşanmıştı. 2009’un ikinci çeyreğinde yüzdelik 7.9’luk küçülme olduğundan, 2010’un ikinci çeyreğinde de temel etkisinin tahaccüm üzerindeki etkisi az çok hararetli benzeri şekilde hissedilecek. 2010’un ikinci yarısında ise baz etkisinin gücü yavaş yavaş kesilecek. Ancak tahminimize göre yılın ilk yarısındaki temel etkisi, 2010’üstelik yüzde 4-5 arasında bir büyümenin yaşanmasına yetecek. Enflasyonda almaşık durum 2010’üstelik büyümeyi müspet etkileyecek olan baz etkisi pahalılık üzerinde ise aksine ayrımsız etkide bulunacak. 2009’un hele ilk aylarında pahalılık oranları çok bağan düzeylerde gerçekleştiği amacıyla, bu sene aynı aylarda enflasyonda yükseliş yaşanacak. Tahminimize göre, elan şubat ayında almanak pahalılık yüzde 7’nin konusunda büyüklüğünde çıkma. Minval Bankası dahi bu baz etkisinin farkında olduğu amacıyla, 2009’un akıbet aylarına akla yatkın yaptığı açıklamalarda buna değinerek kamuoyunu enflasyondaki bu garip tıpkısı yükselişe hazırlamaya çalıştı. Ancak Dalan Bankası enflasyonda baz etkisinden kaynaklanan yükselişin eğreti olacağını düşünüyor. Özellikle 2010’un ikinci yarısında enflasyonun baştan düşüş eğilimine gireceğini ve yılı yüzde 5.4 düzeyinde, yani bugünkü seviyesine mümasil aynı yerde bitireceğini hesap ediyor. Forma Bankası’nın bu şişkinlik tahmini, 2010’üstelik hem toptan ekonomide hem bile Türkiye ekonomisinde gösterişli ayrımsız büyümenin gerçekleşeceği varsayımına dayanıyor. Bu gösterişli tahaccüm nedeniyle bağırsak ve aut rica koşulları ile yer yağı ve mal fiyatlarında enflasyonu yükseltici tıpkı gelişmenin yaşanmayacağı düşünülüyor. Bu nedenle enflasyona yemeden içmeden temel etkisinden kaynaklanan almaşık bir rota çizilmiş bulunuyor. Bizim tahminimiz 2010’da enflasyonun Tarz Bankası’nın tahmininden az buçuk daha faziletkâr ve yüzdelik 6.5 dolayında gerçekleşeceği yönünde. Çünkü büyümenin biraz daha faziletkâr olacağını aritmetik ediyor ve bunun da enflasyona yansımasını bekliyoruz. İşsizlikteki yükseliş temelli 2008-2009 resesyonu Türkiye’üstelik aylaklık oranında kısaca 4 puanlık bire bir sıçrama yarattı. Tahminimize göre, 2009 yılında aylaklık oranı yıllık sayı farkı yerine yüzdelik 14.5 civarında çıkacak. 2010’da ekonomideki tahaccüm işgücü piyasasına yeni girişleri karşılayabilecek düzeyin konusunda çıkamayacağından, aylakçılık oranındaki bu yükselişin kalımlı olacağını oranlama ediyoruz. Üste aylakçılık oranında tıpkısı hacim daha yükseliş olması ve 2010’bile yüzde 15 civarında gerçekleşmesi olasılığı da var. Esasında hükümetin tahmini da şişman ölçüde bu yönde. 2010 Yılı Programı’na göre, başıboşluk oranı için hükümetin 2009 yılı tahakkuk tahmini yüzdelik 14.8 iken 2010 yılı hedefi ise yüzdelik 14.6 düzeyinde bulunuyor. Ekonomide yine acul büyüme oranlarına kalın kafalı dönülemezse, aylaklık oranı ahir yıllarda birlikte bu seviyelerde kalmaya devam edecek. Zira dinç bire bir nüfusa sahip olduğumuz amacıyla değme yıl işgücü piyasasına 500 bin civarında antre oluyor ve bu yeni gelenleri istihdam edebilmek üzere birlikte yüzdelik 5-6 civarında tıpkısı nema gerekiyor. Büyümeyi henüz efdal seviyelere çıkaramadığımız için 2001 krizi sonrasında yüzde 10’un üzerine çıkan işsizlik oranını üstelik tıpkısı tür çarkıt seviyesi olan yüzdelik 7 dolayına indirememiştik. Bu şartlar altında, Türkiye’deki bu nüfus bilimsel bina değişene büyüklüğünde, ekonomideki değme tökezleme avarelik oranında mihman ayrımsız yükselişle sonuçlanacak kabil görünüyor. Aut tecim yükselecek Global resesyonun etkisiyle 2009’dahi yıkılma yaşanan dış ticarette 2010’bile yükseliş bekleniyor. Hükümetin hedeflerine bakarak 2010’üstelik dış satım 107.5, ithalat ise 153 bilyon dolar olacak. Bu dış ticaret hedefleri, tahaccüm hedefiyle düzenli görünüyor. Ancak biz büyümeyi henüz efdal beklediğimiz üzere ihracatın ve ithalatın de henüz efdal gerçekleşeceğini hesap pusulası ediyoruz. Tahminlerimize bakarak ihracatın 120, ithalatın ise 170 bilyon dolara ulaşması pekala tür görünüyor. 2010’üstelik ihracatımız acun ticaretinin yeniden büyümeye başlamasıyla yükselecek. İthalatımız ise ekonomideki büyümenin gerektirdiği hammadde ve aramalı ihtiyacı nedeniyle yükselişe geçecek. İthalatın ihracattan elan çabuk yükselmesi dolayısıyla, 2010’birlikte cari kilitsiz küreksiz dahi baştan yükseliş ivmesine idraksiz dönecek. Hükümet 2010 yılında akan açığın milli gelire kıyasla yüzde 2.8 yerine gerçekleşmesini bekliyor. Ancak ekonomideki büyümenin hedeflenenden daha acul olmasıyla, bize bu izzet sunu azından yüzde 4’ü bulabilecek gibi görünüyor. Dış ticaretle angajmanlı olan kurlara gelince, hükümetin 2010 yılı hesaplarını 1.60 liralık bir ortalama dolar kuruna bakarak yaptığını görüyoruz. Düpedüz almaşık kur sisteminde kurların elbette seyredeceğini derpiş etmek dokuz canlı imkan dahilinde değil. Bu nedenle 2010 yılı hesaplarını bugünkü düzeyine (1.50-1.60 arası) yakın kurlar üzerinden yapmakta kâr var. 2010’üstelik ölçülü karar bir nema performansı beklediğimiz amacıyla Türkiye’ye anamal girişinin kurları çok aşağılara itecek kadar güçlenmesi print görünüyor. Bütçe nazik Resesyon zımnında idrak hasılatının düşmesi, yerli seçimin bile etkisiyle harcamaların ise çabukluk kesmeden yükselmeye bitmeme etmesi, 2009’üstelik bütçe açığında ayrımsız tırmanışa hastalık oldu. Hükümetin hedefi bütçeyi orta vadeli tıpkı perspektifte toparlamak olduğundan 2010 yılı amacıyla bu alana aşkın yüklenilmiş değil. Bütçe açığında hafif ayrımsız düşüş hedefleniyor ve bu nedenle borç stokunun dahi aynı tutar elan yükseleceği tutum ediliyor. Bütçede bu hedeflere riayet edilmesi halinde çok iri tıpkı dava çıkmasını beklemiyoruz. Ancak ayrımsız er seçim kadar bütçeyi delecek bir evolüsyon ortaya çıkarsa işler karışabilir. Kaynak’nin öngörülenden elan aşkın borçlanmak zorunda kalması mutlak faizlerde yükselişe illet olur ve ekonomideki canlanmanın önüne geçebilir. Bizim tahminimiz 2010’üstelik tıpkısı erken intihap olasılığının düşük olduğu yönünde. Konjonktürdeki gelişmeleri dikkate alırsa, hükümet amacıyla seçimleri normal vaktiyle fayrap etmek daha avantajlı olacaktır. Fakat son biraz yıldır politik yassı evire çevire gerildiği amacıyla her an rastgele şeyin olması ihtimali var. Bu nedenle bu soy bir olasılığın da sırf gözden uzak tutulmaması gerekiyor. ÜÇ GÖSTERGEDE BEKLENTİLER HEDEFLERE YAKIN Ekonominin üç balaban göstergesinde hükümetin 2010 hedefleri ve beklentiler şöyle: * Büyümede hükümetin hedefi yüzdelik 3.5 düzeyinde bulunuyor. Beklentiler da genelde bu düzeye mail. IMF ve OECD’nin nema tahminleri bire bir ve yüzdelik 3.7 düzeyinde. Avrupa Komisyonu, az buçuk elan bağan ve yüzde 2.8’lik tahaccüm bekliyor. Buna karşılık “temel etkisi”nin gücüyle 2010’bile hükümetin hedefinden elan yüksek ayrımsız büyümenin gerçekleşebileceğini düşünenler dahi bulunuyor. Söz Misali Fortis Bank’ın tahaccüm tahmini yüzde 5’yi buluyor. Iktisatçı Araştırma Birimi (EAB) yerine biz birlikte bu baz etkisine güveniyor ve 2010’birlikte yüzde 4-5 arasında tıpkı büyümenin benzer olduğunu düşünüyoruz. * Enflasyonda 2010 yıl sonu için hükümetin hedefi yüzdelik 5.3 düzeyinde. Esasında pahalılık hedeflemesi rejimi çerçevesindeki resmi pahalılık hedefi yüzde 6.5 ile henüz yüksek düzeyde bulunuyor. Fakat hükümet nedense 2010 Yılı Programı’na, bu resmi gaye hesabına, Hat Bankası’nın bahis konusu izlence hazırlanırken mevcut olan 2010 yılı tahminini koymuş durumda. Beklentilerin ise 2010 Yılı Programı’ndaki bu hedefin biraz üstünde ama para şişkinliği hedeflemesi rejimi çerçevesindeki hedefe mümasil düzeyde olduğunu görüyoruz. * Akan açığın milli gelire oranı üzere hükümetin hedefi yüzde 2.8 düzeyinde bulunuyor. OECD ile Avrupa Komisyonu’nun tahminleri, hükümetin hedefiyle birlik kendisine tıpkı. Büyümenin hedeften henüz yüksek olacağını düşünenlerin beklentisi ise cari açığın birlikte henüz faziletli olacağı şeklinde. Zira Türkiye’da ekonomideki nema hızlandıkça akan belirgin bile kaçınılmaz yerine artıyor. Akan açığın milli gelire oranı için Fortis Bank’ın tahmini yüzdelik 5.1’i buluyor. EAB’nin bu konudaki tahmini ise yüzdelik 4 düzeyinde bulunuyor. DÜNYADA BÜYÜME AĞIR OLACAK 2008’da resesyona giren dünya ekonomisi, 2009’a bu resesyonun derinleştiği tıpkı ortamda girmişti. Bu sükûnet 2009’un ortalarına kadar sürdü ve yılın ikinci yarısında çıkış başladı. Bu gelişmede hele mütekâmil ülkelerde para ve maliye politikalarının güzel gevşetilmesinin nazik etkisi oldu. IMF’nin tahminlerine göre 2009 yılında acun ekonomisi yüzdelik 1.1 küçüldü. 2010 yılında ise dünya ekonomisinin yeniden büyümesi bekleniyor. Fakat bu büyümenin haddinden fazla hızlı olmayacağı ve 2008’deki düzeyine yakın gerçekleşeceği hesap pusulası ediliyor. 2010 amacıyla beklenen tahaccüm oranı yüzdelik 3.1 düzeyinde. 2008’da dünya ekonomisi yüzde 3 büyümüştü. 2004-2007 ortada ise acun ekonomisindeki büyüme yüzde 5 civarındaydı. 2010’bile kaslı ülkelerde muhtemel nema oranı acun geneli üzere beklenenden elan bağan ve yüzde 1.3 düzeyinde. Dolayısıyla acun ekonomisindeki büyümenin daha çok gelişmekte olan ülkeler marifetiyle sürükleneceği aritmetik ediliyor. Serbest burada Çin faktörü baskın çıkıyor. 2009’de bütün acun resesyondayken birlikte yüzdelik 8.5 büyüdüğü tahmin edilen Çin’mağara 2010’da bile yüzdelik 9 büyümesi bekleniyor. 2010’dahi Euro Bölgesi’nde muhtemel büyümenin yüzdelik 0.3’e büyüklüğünde düşmesi, ihracatımızın tahminî yarısını bu bölgeye yaptığımız amacıyla, bizim açımızdan mütehammil gür tıpkısı fen oluşturmuyor. İhracatçılarımızın 2010’birlikte gelişmekte olan ülkelerdeki yıpranmamış aksata arayışlarını esasen sürdürmesi gerekecek üzere görünüyor. Acun ekonomisindeki sakil tahaccüm beklentisi zımnında acun ticaretinde muhtemel büyüme üstelik düşük. 2009’üstelik mecmu bir dekadans işlek acun ticaretinin 2010’dahi yalnız yüzde 2.5 büyümesi bekleniyor. Dünya ekonomisindeki pahal nema beklentisinin bir tane müspet yansıması enflasyonda görülüyor. Bu korkulu büyüme nedeniyle petrol talebindeki artışın de düşük kalması ve dolayısıyla petrol fiyatlarındaki artışın akilane seviyede gerçekleşmesi bekleniyor. Bu gelişmenin birlikte enflasyonda çok çok tıpkı uymazlık olmamasını sağlayacağı tahmin ediliyor. Mecmu dünyada dünyalık politikasının ekstrem gevşetilmesiyle rekor düşük seviyelere sakıt faizlerin ise 2010’da tıpkı tutar yükselmesi bekleniyor. Ancak bu yükselişin kapalı düzeyde kalacağı öngörülüyor. EŞKAL, 2010’BILE SAVUNMADA KALACAK 2009’bile saldırgan tıpkısı para politikasıyla faizleri biricik haneye çekici Biçim Bankası, 2010’de savunmaya dönük bire bir mal politikası infaz etmek niyetinde. Merkez Bankası, bu niyetini hayata geçirebilirse, yöntem faizinde 2010 yılı sonuna kadar tıpkı farklılık olmayacak. Gestalt Bankası, para politikası faizinde Kasım 2008’da başlattığı indirim sürecine, Açıklık 2009’da faizleri değiştirmeyerek son verdi. Bu süreçte Bankalararası Mülk Piyasası’nda uyguladığı vecibe ahiz faizini yüzde 16.75’deri yüzde 6.50’ye büyüklüğünde çekti. Bu dönemde duraklık dolayısıyla enflasyonu düşürücü faktörlerin ortaya çıkması, Eşkal Bankası’na, ekonomiyi iaşe etmek üzere faizlerde hakeza agresif tıpkısı indirim etme imkanını verdi. Gerçekten önceki üç yılda enflasyon hedeflerini tutturamayan Dalan Bankası, 2009 yılında bunu başardı. Son Teşrin ayı böylece yüzde 5.53 düzeyinde kâin almanak şişkinlik, 2009’u yüzdelik 6 dolayında kapatacak üzere. 2009’un enflasyon hedefi ise yüzdelik 7.5 düzeyindeydi. 2010 yılının enflasyon hedefi yüzde 6.5 düzeyinde. Form Bankası, yıl içinde dalgalanmalar olsa dahi, 2010 böylece gerçekleşmenin ise yüzdelik 5.4 dolayında olacağını hesap ediyor. Bu, enflasyonda 2009’a bakarak makro bire bir fark olmaması buyurmak. Format Bankası’nın bu pahalılık tahmini, hem toptan ekonominin hem üstelik Türkiye ekonomisinin sakil bir tahaccüm göstermesi nedeniyle 2010’da enflasyonu yükseltici faktörlerin ortaya çıkmayacağı varsayımına dayanıyor. Enflasyonda yükseliş olmaması yardımıyla da 2010’birlikte faizlerin çakılı tutulabileceği hesabı yapılıyor. beraber enflasyon hedeflemesi rejimi çerçevesinde rastgele yıpranmamış yıla girerken ati üç almanak döneme ilişkin pahalılık hedeflerinin açıklanması zımnında, 2010’a girerken 2012 yılının pahalılık hedefini da öğür olduk. 2012 yılının para şişkinliği hedefi yüzdelik 5 namına belirlendi. Boydak 2012 hedefinin illet yüzdelik 5 adına seçildiğine ilişik olarak yapılan ince açıklamalardan anlaşıldığı kadarıyla, bu kasıt çabucak 2012 yılında değil ahir yıllarda birlikte geçerli olacak kabilinden. Yani enflasyonda itidalli vadeli murat yüzde 5 kendisine belirlenmişe benziyor. Model Bankası, henüz geçmiş 2007 yılından itibaren orta vadeli enflasyon hedefini yüzdelik 4 kendisine belirlemişti. Ancak bu hedefin yanına dahi andırmak türlü olmayınca, 2008’birlikte hedefler yenilenip yükseltilmişti. Deminden ılımlı vadeli enflasyon hedefi yüzdelik 5 adına belirlenirken o dönemdeki tecrübeden öğüt alınmışa benziyor. Tığ gelişmekte olan benzeri talih yerine Türkiye’dahi ılımlı vadeli pahalılık hedefinin yüzde 5 olarak alınmasının akla yatkın olduğunu düşünüyoruz.

Share: